Page 738 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 738

Karbonifer dönemine ait olan bu e¤relti otu fosili, Fas'ta
                                                                                     Jerada bölgesinde bulunmufltur. ‹lginç olan, 320 milyon y›l
                                                                                        yafl›nda olan bu fosilin, günümüzdeki e¤relti otlar›ndan
                                                                                                                              farks›z olufludur.


                                                                                 nız "bitkilerin evrim ağacı"nın tek bir dalını bile doğ-
                                                                                 rulayan bir bitki fosili serisi yoktur. Çoğu bitki, fosil

                                                                                 kayıtlarında oldukça tatmin edici kalıntılara sahiptir,
                                                                                 ama bu kalıntıların hiçbiri bir türden diğerine ara ge-
                                                                                 çiş formu özelliği göstermez. Hepsi kendi içlerinde
                                                                                 özel ve orijinal olarak yaratılmış, apayrı türlerdir ve
                                                                                 birbirleri arasında herhangi bir evrimsel bağlantı

                                                                                 yoktur. Evrimci paleontolog E. C. Olson'un kabul et-
                                                                                 tiği gibi, "çoğu yeni bitki grubu aniden ortaya çıkar
                                                                                 ve kendilerine yakın hiçbir ataları yoktur."       291

                                                                                      Michigan Üniversitesi'nde fosil bitkiler üzerine
                  çalışmalar yapan botanikçi Chester A. Arnold, şu yorumu yapar:

                       Uzun bir zaman boyunca, soyu tükenmiş olan bitkilerin, şu anda yaşamakta olanların geçirmiş oldukları geli-
                       şim aşamalarını ortaya çıkaracağı umut edildi. Ancak açıklıkla kabul edilmelidir ki, bu beklenti sadece çok sı-
                       nırlı bir dereceye kadar gerçekleşebilmiştir. Oysa paleobotanik araştırmalar bir yüzyılı aşkın bir süredir devam

                       etmektedir. 292
                       Arnold, paleobotaninin (bitkisel fosil biliminin) evrimi destekleyici bir sonuç ortaya koymadığını,

                  "Şimdiye kadar günümüze ait hiçbir bitkinin başlangıcından bugüne kadar olan evrimsel akrabalık tarihi-
                  ni izleme imkanımız olmadı." diyerek de kabul eder.            293  Bitkilerin evrimi iddiasını en açık biçimde redde-
                  den fosil bulguları, çiçekli bitkilere aittir. Çiçekli bitkiler ya da biyolojik tanımıyla angiospermler, 43 ayrı
                  familyaya bölünmüşlerdir ve bu 43 farklı familyanın her biri de, arkalarında hiçbir ilkel "ara form" izi bu-

                  lunmadan fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkarlar. Bu gerçek 19. yüzyılda da fark edilmiş ve hatta bu ne-
                  denle Darwin angiospermlerin kökenini "rahatsız edici bir sır" olarak tanımlamıştır. Darwin'den bu yana
                  yapılan tüm araştırmalar ise sadece bu sırrın "rahatsız edici"lik dozajını artırmış bulunmaktadır. Evrimci
                  paleobotanikçi N. F. Hughes, Paleobiology of Angiosperm Origins adlı kitabında şu itirafı yapar:


                       Karadaki bitkilerin en dominant grubu olan angiospermlerin evrimsel kökeni, bilim adamlarını 19. yüzyılın or-
                       talarından beri şaşırtmaktadır... Detaylardaki birkaç istisna dışında, bu soruna tatminkar bir cevap bulunama-
                       yışı devam etmektedir ve sonunda çoğu biyolog bu sorunun fosil kayıtlarıyla çözülmesinin imkansız olduğu
                       sonucuna varmıştır.   294

                       Bir başka paleobotanikçi C. B. Beck ise şöyle yazmaktadır:

                       Gerçekte, angiospermlerin kökeni ve evrimi hakkındaki sır, bugün de, Darwin'in 1879'da bu problemi vurgula-
                       dığı zaman olduğu kadar büyük ve etkileyicidir... Verebildiğimiz hiçbir kesin cevap yoktur, çünkü vardığımız

                       sonuçlar sürekli olarak dolaylı delillere dayanmak zorundadır ve doğal olarak son derece spekülatif ve yorum-
                       saldır.

                       Daniel Axelrod ise, The Evolution of Flowering Plants, in The Evolution Life adlı kitabında, çiçekli bitkile-
                  rin kökeni konusunda şu yorumu yapar:

                       Angiospermlere, yani çiçekli bitkilere yol açan ilkel grup, fosil kayıtlarında henüz tespit edilmemiştir ve yaşa-
                       yan hiçbir angiosperm böyle bir bağlantıya işaret etmemektedir.       295

                       Bütün bunların bize gösterdiği tek bir sonuç vardır: Tüm canlılar gibi bitkiler de yaratılmışlardır. İlk
                  ortaya çıktıkları andan itibaren bütün mekanizmaları eksiksiz olarak vardır. Evrimci literatürde kullanılan

                  "zamanla gelişim, tesadüflere bağlı değişimler, ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkan adaptasyonlar" gibi te-
                  rimler, hiçbir gerçekliğe karşılık gelmemektedir ve bilimsel bir anlamları yoktur.







                736 Yarat›l›fl Atlas›  Cilt 2
   733   734   735   736   737   738   739   740   741   742   743