Page 175 - Basitliğin Kirli Kültürü
P. 175
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 173
4. Protein sentezleme işleminde hücredeki tüm organellerin
önemli görevleri vardır. Yani proteinlerin oluşabilmesi için,
eksiksiz ve tam işleyen bir hücrenin tüm organelleri ile var
olması gerekmektedir.
Hücrenin çekirdeğinde yer alan ve genetik bilgiyi saklayan DNA
molekülü ise, inanılmaz bir bilgi bankasıdır. İnsan DNA’sının içer-
diği bilginin, eğer kağıda dökülmeye kalkılsa, 500’er sayfadan olu-
şan 900 ciltlik bir kütüphane oluşturacağı hesaplanmaktadır.
Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha vardır: DNA, yalnız birta-
kım özelleşmiş proteinlerin (enzimlerin) yardımı ile eşlenebilir.
Ama bu enzimlerin sentezi de ancak DNA’daki bilgiler doğrultu-
sunda gerçekleşir. Birbirine bağımlı olduklarından, eşlemenin mey-
dana gelebilmesi için ikisinin de aynı anda var olmaları gerekir. Bu
ise, hayatın kendiliğinden oluştuğu senaryosunu çıkmaza sokmak-
tadır. San Diego California Üniversitesi’nden ünlü evrimci Prof.
Leslie Orgel, Scientific American dergisinin Ekim 1994 tarihli sayı-
sında bu gerçeği şöyle itiraf eder:
Son derece kompleks yapılara sahip olan proteinlerin ve nük-
leik asitlerin (RNA ve DNA) aynı yerde ve aynı zamanda rast-
lantısal olarak oluşmaları aşırı derecede ihtimal dışıdır. Ama bun-
ların birisi olmadan diğerini elde etmek de mümkün değildir.
Dolayısıyla insan, yaşamın kimyasal yollarla ortaya çıkmasının
asla mümkün olmadığı sonucuna varmak zorunda kalmaktadır.
l
f
f
(Les ie E. Or gel, The Ori gin of Li e on Earth, Sci en ti ic Ame ri can, c.
271, Ekim 1994, s. 78)
Kuşkusuz eğer hayatın kör tesadüfler neticesinde kendi kendine
ortaya çıkması imkansız ise, bu durumda hayatın yaratıldığını kabul
etmek gerekir. Bu gerçek, en temel amacı Yaratılış’ı reddetmek olan
evrim teorisini açıkça geçersiz kılmaktadır.