Page 179 - Basitliğin Kirli Kültürü
P. 179
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 177
Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirle-
rinden türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir
diğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır.
Teoriye göre bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir za-
man dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.
Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız
“ara türler”in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.
Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yan-
dan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sü-
rüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini ta-
şırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuş-
lar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için
de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte ya-
şamış olduklarına inandıkları bu hayali varlıklara “ara-geçiş formu”
adını verirler.
Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sa-
yılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gere-
kir. Ve bu garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında
rastlanması gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni’nde bunu şöyle açık-
lamıştır:
Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara-ge-
çiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır... Bunların yaşamış ol-
duklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında buluna-
l
l
bilir. (Char es Dar win, The Ori gin of Spe ci es: A Fac si mi e of the First
Edi ti on, Har vard Uni ver sity Press, 1964, s. 179)
Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir
türlü bulunamadığının da farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir
açmaz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni ki-
tabının “Teorinin Zorlukları” (Difficulties on Theory) adlı bölü-
münde şöyle yazmıştı: