Page 216 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 216
SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI
8.9. Emniyet ifadelerinde ve devam eden süreçte şüpheli ve müdafilerine
hangi suç/suçlardan soruşturuldukları bildirilmemiştir
CMK m.147/1-b,“…şüphelinin ifadesi alınırken kimlik tespitinden sonra ilk olarak kendisine
yüklenen suçun anlatılması gerekmektedir.” hükmü yer almaktadır. AİHS’nin 5/2. fıkrası da
gözaltındaki kişilere kendileri aleyhlerindeki suçlamaların neler olduğunun anlatılması gerektiğini
söylemektedir. Aynı hüküm Anayasamız’ın 19. Maddesinde de mevcuttur. Arkadaşlarımızında et-
kili savunma yapabilmesi ve adil yargılanma hakkını kullanabilmesi için öncelikle kendisine isnat
edilen suçu/suçları bilmesi gerekmektedir.
Soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunması, isnat edilen suçun gizlenmesi anlamına gel-
memektedir. Bir dosya hakkında gizlilik kararı verilmesi ceza muhakemesinin en temel üç un-
surundan biri olan savunma makamından tüm evrakları gizlemek ve savunmayı tamamen
işlevsiz bırakmak değil, soruşturmanın yürütülmesi esnasında bir kısım usul işlemlerinin
gizliliğini sağlamaktır.
Oysa ki şu anda gözaltında bulunan TBAV camiası mensupları ve müdafileri isnat edilen suç/
suçları emniyet ifadesinde yöneltilen sorulardan ve basında çıkan doğruluğu teyide muhtaç ha-
berlerden anlamaya çalışarak bir takım varsayımlar üzerinden savunma yapmaya çalışmakta-
dırlar. Emniyet ifadesinde tüm şüphelilere bazı müşteki ifadelerinden kısa alıntılarla hazırlanan
“kes-yapıştır” kalıp şeklinde aynı sorular sorulmuştur.
Adil yargılanma hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için TBAV camiası mensuplarınaisnat
edilen suç/suçların bildirilmesi, AİHS, Anayasamız ve mevzuatların bir gereğidir.
“...Hakkındaki suçlamalar kendisine bildirilen kişinin bu suçlamaların dayandığı deliller-
den haberdar olmadıkça böyle bir karara karşı koyabilmesi olası değildir ve savunması ile
ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın, şüphelinin her türlü beyana ve diğer delillere ulaşması
gerekir. Ceza soruşturmalarının etkin bir biçimde yürütülebilmesi için, elde edilen delillerin
bir kısmının gizli tutulabileceğine, ancak bu meşru amaca ulaşmak için savunma hakları-
nın özüne dokunan kısıtlamalara gidilemez...” (Garcia Alva- Almanya,13/02/2001, §41-42-
AİHM Kararı)
Ne var ki soruşturma dosyasında bu konudaki eksiklik halen giderilmemiş ve tutukluluğun de-
vamı kararları da dahil olmak üzere hiçbir aşamada suç/suçların neler olduğu bildirilmemiştir.
Daha vahimi, yasalarımıza göre CMK m.153/3 kapsamında şüphelilerden hiçbir koşulda gizlene-
meyecek olan tutanaklar, bilirkişi raporları evraklar da verilmemektedir. Bu uygulama, AİHS’ne,
Anayasa’ya ve usül kanununa tamamen aykıdır.
Örneğin, soruşturma kapsamında 180 kişi tutuklanarak cezaevlerine gönderilmiş, bu kişilerin
mal varlıklarına el koyulmuş ve şirketlerine kayyum atanmış olmasına rağmen, bu kişiler halen
mal varlığına el koyma ve kayyum atanma kararlarına sebebiyet veren MASAK raporunu (defa-
larca talep edilmiş olmasına rağmen) görebilmiş değildirler. Rapordan suret almak şöyle dursun
müdafilere raporu görme ve inceleme imkanı dahi verilmemektedir.
Şüpheliler tutuklanmalarına neden olan iddiaların sadece liste numaralarını bilmektedirler.
216