Page 217 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 217
Hangi numaralı eylemin gerçekte hangi iddiaya karşılık geldiğini ve iddianın tamamını henüz
kimse görebilmiş değildir. İşin komik ve bir o kadar vahim bir yönü de tahliye ve tutuklamaya
devam kararı veren hakimliklerin de eylem numaralarının tekabül ettiği iddiaları bilmiyor
olmalarıdır.
Daha önce de ifade ettiğimiz üzere; CMK m. 160/2 maddesi, “Cumhuriyet savcısı maddi gerçeğin
araştırılması ve adil bir yargılanmanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiy-
le, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin
haklarını korumakla yükümlüdür.“ hükmünü içermektedir.CMK 170. maddesinde ise bir iddia-
namede bulunması gereken zorunlu unsurlara yer verilmiş olup buna göre şüpheli lehine olan
delillerin de iddianamede bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Ancak şu aşamada lehe delillerin dosyaya alınmasına dair taleplerimiz hakkında karar verilme-
diği gibi yeni delil sunabilmemiz için öncelikle isnat edilen suç/suçların biliniyor olması gerektiği
de açıktır.
Ne var ki Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlari ile avukatları halen basında gördükleri bir takım
dedikodu mahiyetindeki iddialara cevap vermekte ve emniyet aşamasında sorulan kısa alıntılar
şeklindeki sorular üzerinden savunma yapmaya çalışmaktadırlar. Bu durum savunma ve etkin so-
ruşturma haklarının ciddi birihlalidir.
Çok küçük bir örnek daha vermek gerekirse, polis operasyonunun yapıldığı ilk günlerde 31 ayrı
suç isnadından bahsedilirken şu anda bu suçlardan hiç kimse bahsetmemektedir. Suç ve cezanın
şahsiliği ilkesi uyarınca kimin hangi suçtan yargılandığı bilinmemekte, tabiri caizse “toptan” man-
tığında bir soruşturma yürütülmektedir.
8.10. Tutukluluk incelemeleri hukuka aykırı olarak duruşmasız, süresi
geçtikten sonra ve toplu halde yapılmakta olup matbu gerekçelerle
toplu şekilde devam kararları verilmektedir
a)CMK’nın 108. maddesi şu şekildedir:“Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulundu-
ğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk halinin devamının gerekip ge-
rekmeyeceği hususunda Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından 100. mad-
de hükümleri göz önünde bulundurularak şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir.”
Bu maddenin açık hükmüne rağmen, tüm tutukluluk halinin incelenmesi işlemleri taleplere
rağmen duruşmasız olarak, yani evrak üzerinden yapılmıştır.
Tutukluluk halinin incelemesinin duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılması ceza yargıla-
masının temel ilkelerine aykırıdır. Bu uygulama ile AİHS m.6 ve T.C. Anayasası m.38 ile koruma
altına alınan adil yargılanma ilkesinin bir unsuru olan silahların eşitliği ilkesi ve AİHS m.5 ve T.C.
Anayasası 19.maddesi ile koruma altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı açıkça ihlal edil-
mektedir.
217