Page 263 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 263

TAKRİZLER                                                                                                                                            265

           Hizmetkârı ve bir Neferiyim.Vazife başında iken karşıma kim
           çıkarsa çıksın, Hak budur derim, başımı eğmem..."

           Vazife başında ve cihad meydanında iken şu mısralar, lisan-ı halidir:

                         Şahlanan bir ata benzer, kırarım kanlı gemi
                         Sinsi düşmanlara hâşâ satamam benliğimi...

                         Benliğimden uzak olmaktır esaret bence
                         Böyle bir zillete düşmek ne hazîn işkence...

                         Ebedî vuslatın aşkıyla geçer her ânım...
                         Dest-i Kudretle yapılmış kaledir İmanım

                         Bu mukaddes emelimden ne kadar dilşâdım
                         Görmek ister beni Cennet'te Şehid Ecdadım...

                         Ruhum oldukça müebbed, ebedîdir ömrüm
                         En büyük Vuslata, Allah'a çıkan yoldur ölüm.

                  Kitaba girmezden evvel, Üstad'ı ilmî, fikrî, tasavvufî ve edebî
           cebheleri ile de mütalaa etmek isterdim...  Fakat çok derin ve pek
           şümullü olan bu mevzuların birkaç sahife ile hülâsa edilemeyeceğini
           kat'î bir surette idrak ettikten sonra, artık adı geçen mevzulara birkaç
           cümle ile temas etmeyi münasib gördüm.

                  Rabbim imkânlar lütfederse, bu derin mevzuları, Risale-i Nur
           Külliyatı ve Nur Talebeleri ile birlikte, büyük ve müstakil bir eserle,
           tahlilî  bir  surette  tedkik  ve  mütalaa  etmeyi  bütün  Ruhumla  arzu
           ediyorum.  Bu  hususta,  büyük  Üstadımızın  ve  aziz  Kardeşlerimin
           kıymetli Dualarını niyaz eylerim.

              •  Üstad'ın İlmî Cebhesi:
                  Merhum Ziya Paşa, şu:

                          Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz,
                          Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.

           beyti ile, nesilden nesile bir düstur halinde intikal edecek olan çok
   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267   268