Page 261 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 261
TAKRİZLER 263
itham ediyorlar.. İlmi ve Dini kendilerine medar-ı maişet yapıyorlar
deyip insafsızcasına onlara hücum ediyorlar. Binaenaleyh bunları
fiilen tekzib lâzımdır.
İkincisi: Neşr-i Hak için Enbiyaya ittiba' etmekle mükellefiz.
Kur'an-ı Hakîm'de, Hakkı neşredenler
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
۪ للّٰا۪ َ لعَّ۪لاا۪ىِرجَا۪نا ِ ۞ ۪ ۪للّٰا۪ َ لعَّ۪لاا۪ىِرجَا۪نا diyerek, İnsanlardan
ه
ه
ْ
ْ
ْ
َ
َ
َ
َ
ْ
istiğna göstermişlerdir."
İşte Risale-i Nur Külliyatı'nın mazhar olduğu İlahî Fütuhat, hep
bu Enbiya Mesleğinde Sebat Kahramanlığının şaheser misali ve hâri-
kulâde neticesidir. Ve bu sayede Üstad, İzzet-i İlmiyesini, cihankıymet
bir elmas gibi muhafaza eylemiştir.
Artık herkesin uğrunda esir olduğu maaş, rütbe, servet ve daha
nice bin şahsî ve maddî menfaatlerle aslâ alâkası olmayan bir İnsan,
nasıl olur da Gönüller Fâtihi olmaz? İmanlı gönüller, nasıl Onun Feyiz
ve Nuru ile dolmaz?
• İktisadçılığı:
İktisad, bundan evvel bahsettiğimiz istiğnanın tefsir ve
izahından başka bir şey değildir. Zâten iktisad sarayına girebilmek için,
evvelâ istiğna denilen kapıdan girmek lâzımdır. Bu sebeble iktisadla
istiğna, lâzımla melzum kabîlindendir.
Üstad gibi, istiğna hususunda Peygamberleri kendine örnek ka-
bul eden bir Mücahidin iktisadçılığı kendiliğinden husule gelecek kadar
tabiî bir haslet halini alır ve artık ona günde bir tas çorba, bir bardak su
ve bir parça ekmek kâfi gelebilir... Zira bu büyük İnsan; büyük ve
munsif fransız şâiri lamartin'in dediği gibi: "Yemek için yaşamıyor,
belki yaşamak için yiyor."
Üstad'ın meşreb ve mesleğini tamamen anladıktan sonra, artık
Onun yüksek iktisadçılığını böyle yemek içmek gibi basit şeylerle
mukayese etmeyi çok görüyorum. Zira bu büyük İnsanın yüksek iktisa-
dçılığını manevî sahalarda tatbik etmek ve maddî olmayan ölçülerle
ölçmek lâzım gelir.
Meselâ Üstad, bu yüksek iktisadçılık Kudretini sırf yemek,
içmek, giymek gibi basit şeylerle değil; bilakis fikir, zihin, istidad,
kabiliyet,