Page 126 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 126
124 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanıma-
yıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır;
bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir." (Bakara
Suresi, 256) hükmüyle doğru ile yanlışın apaçık bir farklılığı ol-
duğunu hatırlatmıştır. İnsan şuurlu olarak yaratılmıştır. Yaptığı
olumlu ve olumsuz tavırları bilmektedir. Çünkü içinde kendi-
sini yönlendiren vicdanının sesi vardır. Güzel bir tavırda vicda-
nı rahat eder, huzurlu olur. Aksi bir durumda ise vicdanı sıkı-
lır. Yani insan kendisine itiraf etmese bile, vicdanı hatasını ken-
disine söyler. Bu nedenle hatalarının neden kaynaklandığını bil-
mediği, anlatıldığında da anlamadığı bahanesini öne süren bir
kişi, nefsinin bir oyunu ile karşı karşıyadır.
Bu kişi öncelikle hatasını kabul etmek istemiyordur. Çünkü
eğer hatasını kabul ederse bu hatasından vazgeçmesi gereke-
cektir. Bu nedenle tarif edileni anlayamadığını söyler ve bunu
devam ettirmeye zemin hazırlar. Eğer anladığını itiraf ederse,
bu durumda bir kere daha tekrarlaması, bu sefer onu bilerek
yaptığını gösterecektir. Bu nedenle böyle bir söz söyleyerek
kendini temize çıkarmaya, masum göstermeye çalışır. Şeytanın
makul gösterdiği bu çarpık mantığa göre karşısındaki kişilerin,
onun anlamadan, düşünmeden yanlış bir tavırda bulunduğuna
kanaat getirmesini, hatta hatasından dolayı ona merhamet
duymasını ister.
Allah bu samimiyetsiz yöntemin geçersizliğini "... Oysa on-
lardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algıla-
yıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı."
(Bakara Suresi, 75) ayetiyle insanlara bildirmiş, anladıkları ve
iyice algıladıkları halde bile bile anlamadıklarını iddia eden bu
insanlara karşı iman edenleri uyarmıştır. Bir başka ayette ise
Allah "... Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü an-