Page 128 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 128
126 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
mayacağını ve kendilerine hep o gözle bakılacağını öne sürer-
ler. Kendilerine ön yargıyla bakıldığı sürece de, bu psikolojik
baskı nedeniyle cesaretlerinin kırılacağını ve kendilerini değiş-
tiremeyeceklerini savunurlar. Tüm bu samimiyetsiz bahanele-
rin ardına sığınarak bu şartlar altında değişmelerinin hiçbir şe-
kilde mümkün olmadığına inandıklarını anlatırlar.
Görüldüğü gibi samimiyetsiz bahanelere dayalı bu senaryo-
dan çıkan mantık, hatanın bu kişilerde değil, başkalarında oldu-
ğu şeklindedir. Oysa tüm bu açıklamalar asılsız iftiralarla dolu-
dur. Herşeyden önce müminler Allah'tan korkan, kötü zanda
bulunmanın, insanlara adaletsizlikle yaklaşmanın Kuran'a uygun
olmadığını bilen insanlardır. Bu nedenle samimi bir çaba içeri-
sinde olan bir kimseye karşı hiçbir zaman böyle bir bakış açı-
sıyla yaklaşmazlar. Bunun yanında eğer bir kişi gerçekten ken-
dinde olumlu değişiklikler yapmışsa, müminler vicdanlarındaki
hassasiyet nedeniyle bunu hemen fark eder ve bundan büyük
sevinç duyarlar. Hepsinden önemlisi insanın hatalarını bağışla-
yacak olanın Allah olduğunu ve asıl O'na karşı sorumlu olduk-
larını bilirler. Bir insanı Kuran ahlakına uygun hareket ettiği hal-
de geçmişteki hatalarıyla yargılamalarının Kuran ahlakına uygun
olmayacağının farkındadırlar. Kuran ahlakının bir gereği olarak
müminlere karşı her zaman güzel zan besler, onların güzel yön-
lerini daima ön plana çıkararak övüp teşvik ederler.
Dolayısıyla öne sürdükleri tüm diğer bahanelerde olduğu
gibi, bu da samimiyetsiz ve iman edenler arasında hiçbir geçer-
liliği olamayacak bir bahanedir. Kişinin yapması gereken bu dü-
şüncelerinin tamamının şeytan ürünü olduğunu görüp hemen
Allah'a teslim olmak ve hatasını Kuran ahlakına uygun olarak
telafi etmeye çalışmak olmalıdır.