Page 119 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 119
122 MESNEVÎ-Î NURİYE
Tecelliyat-ı Esmayı -kendisi de o cilvelerde hissedar olduğu halde-
vasıta-i tesettür ve alâmet-i ihmal sanıyor. Güya o nefsin fevkinde
onun bütün ahvalini kontrol eden kimse yoktur. Ve kendisini, yaptığı
و
ه
fiillerinde fiil içinde müstetir gibi görüyor. Tecelliyatın genişliğini
ر
imtinaa, büyüklüğünü ademe hamletmekle şeytanı bile yaptığı
mugalatadan utandırıyor.
İ'lem Eyyühel-Aziz! Nefis daima ızdırablar, kalâklar içinde
evhamdan kurtulup tevekküle yanaşmıyor. Hükm-ü Kadere razı
olmuyor. Halbuki şemsin tulû' ve gurubu muayyen ve mukadder
olduğu gibi, insanın da bu dünyada tulû' ve gurubu ve sair
mukadderatı, Kalem-i Kader ile cebhesinde yazılıdır. İsterse başını
taşa vursun ki, o yazıları silsin; fakat başı kırılır, yazılara bir şey
olmaz hâ!..
Ve illâ muhakkak bilsin ki: Semavat ve Arz'ın haricine kaçıp
kurtulamayan insan, Hâlık-ı Külli Şey'in Rububiyetine muhabbetle
rıza-dâde olmalıdır.
İ'lem Eyyühel-Aziz! Bir şeyin sânii, o şeyin içinde olursa,
aralarında tam bir münasebet lâzımdır. Ve masnuatın adedince sânilerin
çoğalması lâzımdır. Bu ise muhaldir. Öyle ise sâni', masnu içinde olamaz.
Meselâ: Matbaa ile teksir edilen bir kitab, yine bir adamın kalemiyle
yazılıyor. O kitabın nakışları, harfleri; kendisinden sünbüllenmez. Kâtib de
o kitabet san'atı içinde değildir. Ve illâ, intizamdan çıkar. Öyle ise,
masnuun nakışları kendisinden değildir. Ancak, Kudret Kalemiyle Kaderin
Takdiri üzerine yazılıyor.
İ'lem Eyyühel-Aziz! Aklın pek garib bir hali vardır. Öyle bir Yed-
i Tûlâ sahibidir ki, bazan Kâinatı ihata etmekle kucağına alıyor. Bazan
daire-i imkândan çıkar, en yüksek dairelere müdahaleye çalışır. Bazan da
bir katre suda boğulur, bir zerre içinde yok olur, bir kılda kaybolur.
Maahaza hangi şeyde fena ve kaybolursa, bütün varlığı o şeye münhasır
olduğunu bilir. Ve hangi bir noktaya girse, bütün Âlemi beraberce
götürmek isteğindedir.
İ'lem Eyyühel-Aziz! Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti,
zılliyeti sende ise taahhüd, tahaffuz, korku külfetleriyle Nimetlerden lezzet
alamazsın, daima rahatsız olursun. Çünki noksanları tedarik, mevcudları
telef olmaktan muhafaza ile daima evham, korkular, meşakkatlere mahal
olursun. Halbuki o Nimetler, Mün'im-i Kerim'in taahhüdü altındadır. Senin
işin onun Sofra-i İhsanından yeyip içmekle