Page 123 - Risale-i Nur - Şualar
P. 123

7.  ŞUÂ  - ÂYET-ÜL - KÜBRÂ                                                                                               125


           Haşmet-i  Saltanat  ve  Hâkimiyet-i  Umumiye  haysiyetiyle  bir  yaverini,
           bir valiye  gönderir.  O  Hâkimiyetin ihtişamını ve Emrin  ehemmiyetini
           göstermek için, bazan, vasıta ile beraber bir içtima yapar, sonra Ferman
           Tebliğ edilir. İkincisi: Sultanlık unvaniyle ve Padişahlık umumî ismiyle
           değil, belki kendi şahsiyle, hususî bir münasebeti ve cüz'î bir muamelesi
           bulunan  has  bir  hizmetçisi  ile  veya  bir  âmî  raiyetiyle  ve  hususî
           telefoniyle  hususî  konuşmasıdır.  Öyle  de;  Padişah-ı  Ezelînin,  umum
           Âlemlerin  Rabbi  İsmiyle  ve  Kâinat  Hâlikı  Unvaniyle,  Vahiy  ile  ve
           Vahyin Hizmetini gören Şümullü İlhamlariyle Mukâlemesi olduğu gibi;
           herbir  ferdin,  herbir  Zîhayatın  Rabbi  ve  Hâlikı  olmak  haysiyetiyle,
           hususî bir surette, fakat perdeler arkasında onların kabiliyetine göre bir
           Tarz-ı Mukâlemesi var.

               İ k i n c i    F a r k : Vahiy gölgesizdir, sâfidir, Havassa hastır.
           İlham  ise;  gölgelidir,  renkler  karışır,  umumîdir;  Melâike  İlhamları  ve
           İnsan  İlhamları  ve  hayvanat  İlhamları  gibi  çeşit  çeşit,  hem  pek  çok
           envalarıyle,  denizlerin  katreleri  kadar  Kelimat-ı  Rabbaniyyenin  teksi-
           rine medar bir zemin teşkil ediyor.

                                                    ِ
                                                        ِ ِ
                     ِ
                                            ِ
                                                                ِ
               ٌ ٌ ر ٌ ۪ ب  ٌ تاملَك ٌد ٌ فنتٌنَاٌَلبقٌرحبْلاٌدفنَل  ٌ  ٌ رٌ ۪ ب ٌ  ٌ تاملَكلٌادادم ٌ ٌ رحبْلا ٌ ٌ ناَكٌوَل
                                  َ
              َ ِّ  ه َ  َ  َ ْ َ ْ  ْ ه ْ َ  َ َ  َ ِّ  َ   ً  َ  ه ْ َ  َ  ْ

           Âyetinin bir vechini tefsir ediyor anladı.

               Sonra; İlhamın Mahiyetine ve Hikmetine ve şehadetine baktı, gördü
           ki: Mahiyeti ile Hikmeti ve neticesi dört Nurdan terekküp ediyor.

               Birincisi:  Teveddüd-ü  İlâhî  denilen,  kendini  mahlûkatına  fiilen
           sevdirdiği  gibi,  Kavlen  ve  Huzuran  ve  Sohbeten  dahi  sevdirmek,
           Vedudiyet'in ve Rahmâniyet'in muktezasıdır.

               İkincisi: İbâdının Dualarına fiilen cevab verdiği gibi, Kavlen dahi
           perdeler arkasında icabet etmesi, Rahîmiyetin şe'nidir.

               Üçüncüsü:  Ağır  beliyyelere  ve  şiddetli  hallere  düşen  mahlûkat-
           larının  istimdatlarına  ve  feryadlarına  ve  tazarruatlarına  fiilen  imdad
           ettiği  gibi  bir  nevi  konuşması  hükmünde  olan  ilhâmî  Kaviller  ile  de
           imdada yetişmesi, Rububiyyetin lâzımıdır.

               Dördüncüsü: Çok âciz ve çok zaif ve çok fakir ve çok ihtiyaçlı ve
           kendi   Mâlikini  ve  Hâmisini  ve  Müdebbirini   ve   Hâfızını   bulmağa
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128