Page 319 - Risale-i Nur - Şualar
P. 319

ONÜÇÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                                   321



                                               ِ ِ
                                                   ِ
                                       ٌ هناحبسٌهم ٌ ساب
                                       ه َ َ ْ ه  ْ

                  Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

               Sakın sakın münakaşa etmeyiniz, casus kulaklar istifade ederler. Haklı
           olsa,  haksız  olsa  bu  halimizde  münakaşa  eden  haksızdır.  Bir  dirhem
           hakkı varsa, münakaşa ile bin dirhem bizlere zararı dokunabilir. Bir
           zaman Eskişehir hapsinde titiz Kardeşlerime söylediğim bir hikâyeyi tekrar
           ediyorum: Eski harb-i umumîde  rusya'nın şimalinde doksan zabitimiz ile
           beraber bir uzun koğuşta esir olarak bulunuyorduk. O zâtların bana karşı
           haddimden  çok  ziyade  teveccühleri  bulunmasından,  nasihatla  gürültülere
           meydan vermezdim. Fakat birden asabiyet ve sıkıntıdan gelen bir titizlik,
           şiddetli  münakaşalara  sebebiyet  vermeye  başladı.  Ben  de  üç-dört  adama
           dedim: Siz nerede gürültü işitseniz, gidiniz haksıza  yardım ediniz. Onlar
           dahi öyle yaptılar, zararlı münakaşalar kalktı. Benden sordular: "Neden bu
           haksız  tedbiri  yaptın?"  Dedim:  Haklı  adam,  insaflı  olur;  bir  dirhem
           hakkını, istirahat-ı umumînin yüz dirhem menfaatine feda eder. Haksız
           ise ekseriyetle enaniyetli olur, feda etmez, gürültü çoğalır.

               Kardeşlerim!  Siz,  küçük  Mektublar  Risalesinde  Medar-ı  Teselli  ve
           Sabır  ve Tahammül  için  yazılan  parçaları  dikkatle  ve  tekrarla  okuyunuz.
           Ben, en zaîfiniz ve bu sıkıntılı musibetten en ziyade hissedarım. Çok şükür
           tahammül ediyorum ve bütün suçu bana yükleyenlerden hiç gücenmedim
           ve  Vahdet-i  mes'ele  itibariyle  yalnız  kendini  müdafaa  ederek  zımnen
           cem'iyet ve suçu bize tahmil edenlerden dahi sıkılmadım. Madem Kardeşiz,
           beni bu Sabırda taklid etmenizi sizden rica ederim.

                                           * * *

                                                  ِ ِ
                                                       ِ
                                          ٌ هن احبسٌهم ٌ ساب
                                          ه َ
                                                     ْ
                                             َ ْ ه

               Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve bu misafirhane-i dünyada Arkadaş-
           larım!

               Ben bu gece Eski Said'in izzetli damarıyla, ellerimiz kelepçeli beraber
   314   315   316   317   318   319   320   321   322   323   324