Page 342 - Risale-i Nur - Şualar
P. 342

344                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          bu ihtimalini esasıyla çürüten, ellerine geçen ve bütün Akılları geri bırakan
          Nur  Risaleleri  ve  bütün  avukatlara  hayret  veren  Müdafaa  ve  Meyve
          Risaleleri kâfi ve vâfi bir cevabdır. Ben çok şükrediyorum ki, bir Hadîs-i
          Şerifin mazhariyeti bu ihtimal ile bana verilmiş. Hem o ehl-i vukuf, bütün
          Kardeşlerimizi ve beni tam tebrie edib derler: "Said'in âlimane ve vâkıfane
          Eserlerine  İman  ve  Âhiretleri  için  bağlanmışlar;  hiçbir  cihette  hükûmete
          karşı bir sû'-i kasdlarına dair bir sarahat ve bir emare, ne muhaberelerinde
          ve ne de Kitab ve Risalelerinde bulmadık." diye o heyetin ittifakıyla karar
          verip  biri  feylesof  Necati,  biri Yusuf  Ziya  (âlim),  biri  de  feylesof Yusuf
          namlarında imza etmişler. Latif bir Tevafuktur ki; biz bu hapse kendimiz
          hakkında  bir  Medrese-i  Yusufiye  ve  Meyve  Risalesi  onun  meyvesidir
          dediğimiz  gibi,  bu  iki  Yusuf  dahi  perde  altında  "Biz  dahi  o  Medrese-i
          Yusufiye'deki  Derse  hissedarız"  lisan-ı  halleriyle  ifade  etmeleridir.  Hem
          cezbeye  latif  bir  delilleridir  ki:  "Otuzüçüncü  Söz  ve  otuzüç  pencereli
          Otuzüçüncü  Mektub"  gibi  tabirleri,  hem  kendi  kedisinin  "Ya  Rahîm! Ya
          Rahîm!" Tesbihini işitmesi, hem kendini bir mezar taşı görmesi, cezbe ve
          hallüsinasyon ihtimaline delil göstermeleridir.
                                                                     Said Nursî
                                          * * *


                                             ِ ِ
                                                  ِ
                                     ٌ هناحبسٌهمساب
                                     ه َ َ ْ ه  ْ

              Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

              Madem biz, çok emarelerle İnayet altındayız ve madem gayet çok ve
          insafsız düşmanlara karşı Risale-i Nur mağlub olmadı, maarif vekili'ni ve
          Halk Fırkası'nı bir derece susturdu ve madem bu kadar geniş bir sahada ve
          mes'elemizi  pek  ziyade  i'zam  ile  hükûmeti  telaşa  düşürenler,  her  halde
          iftiralarını ve yalanlarını bir derece setretmeye bahaneler ile çalışacaklar;
          elbette bize lâzım: Kemal-i Teslimiyetle Sabır ve temkinde bulunmak ve
          bilhassa inkisar-ı hayale düşmemek ve bazan ümidin hilaf-ı zuhuruyla
          me'yus olmamak ve muvakkat fırtınalar ile sarsılmamak!  Evet,  gerçi
          inkisar-ı  hayal,  ehl-i  dünyada  kuvve-i  maneviyelerini  ve  şevklerini  kırar;
          fakat  meşakkat  ve  Mücahede  ve  sıkıntıların  altında  İnayet  ve
          Rahmetin
   337   338   339   340   341   342   343   344   345   346   347