Page 348 - Risale-i Nur - Şualar
P. 348

350                                                                                                                                    ŞUÂLAR

          hükmünde, yalnız ve münzevi olarak hayat geçiren ve bu müddet zarfında
          ihtiyarıyla bir defa çarşıya ve mecma-ı nas büyük  Câmilere gitmeyen ve
          çok tazyik ve sıkıntı verildiği halde, bütün emsali menfîlere muhalif olarak
          istirahatı  için  birtek  defa  hükûmete  müracaat  etmeyen  ve  yirmi  sene
          zarfında  hiçbir  gazeteyi  okumayan  ve  dinlemeyen  ve  merak  etmeyen  ve
          tam iki sene Kastamonu'da ve yedi sene başka menfalarında bütün yakın ve
          görüşen  dostlarının  şehadetiyle,  küre-i  arz  yüzündeki  boğuşmaları  ve
          harbleri ve sulh olmuş ve olmamış ve daha kimler harb ettiklerini bilmeyen
          ve merak etmeyen ve sormayan ve üç sene yakınında konuşan radyoyu üç
          defadan  başka  dinlemeyen  ve  Hayat-ı  Ebediyeyi  imha  eden  ve  hayat-ı
          dünyeviyeyi  dahi  elem  içinde  eleme,  azab  içinde  azaba  çeviren  küfr-ü
          mutlaka  karşı  galibane  Risale-i  Nur  ile  mukabele  ettiğine  Onun  ile
          İmanlarını  kurtaran  yüzbin  şahidin  şehadetiyle  isbat  eden  ve  Kur'andan
          tereşşuh  eden  Risale-i  Nur  ile  ölümü  yüzbin  adam  hakkında  i'dam-ı
          ebedîden terhis tezkeresine çeviren bir adama bu derece ilişmek ve me'yus
          etmek ve onu ağlatmakla, o masum yüzbinler Kardaşlarını ağlatmaya hangi
          kanun  var?  Hangi  maslahat  var? Adalet  namına emsalsiz  bir  gadr  olmaz
          mı? Ve kanun hesabına, emsalsiz bir kanunsuzluk değil mi?

              Eğer  bu  taharrilerde  bazı  vazifedar  memurların  itiraz  ettikleri  gibi
          derseniz ki: Sen ve bir-iki Risalen rejime ve usûlümüze muhalif gidiyor-
          sunuz?

              E l c e v a b :

              E  v  v  e  l  e  n  :  Bu  yeni  usûlünüzün  münzevilerin  çilehanelerine
          girmeğe hiçbir hakkı yoktur.

              S  â  n  i  y  e  n  :  Bir  şeyi  reddetmek  ayrıdır,  kalben  kabul  etmemek
          ayrıdır  ve  amel  etmemek  bütün  bütün  ayrıdır.  Ehl-i  hükûmet  ele  bakar,
          Kalbe  bakmaz.  İdare  ve  asayişe  ilişmeyen  şiddetli  muhalifler,  her  hükû-
          mette  bulunur.  Hattâ  Hazret-i  Ömer'in  (R.A.)  Taht-ı  Hâkimiyetindeki
          hristiyanlara, Kanun-u Şeriatı ve Kur'anı inkâr ettikleri halde ilişilmiyordu.
          Hürriyet-i fikir ve serbestiyet-i vicdan düsturu ile Risale-i Nur'un bir kısım
          Şakirdleri; idareye dokunmamak şartıyla rejim ve usûlünüzü ilmen kabul
          etmezse  ve  muhalif  amel  etse  hattâ  rejimin  sahibine  adavet  etse,  onlara
          kanunen ilişilmez. Risaleler ise, o gibi Risalelere mahrem demişiz, Neşrini
          men'etmişiz. Hattâ
   343   344   345   346   347   348   349   350   351   352   353