Page 98 - Risale-i Nur - Şualar
P. 98
Mukaddime
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ٌ نودبع ٌ يلٌَّلاٌ ْ نْل ٌ ْاوٌن ٌ جْلاٌتقَلخٌاموٌٌ
ه
َ َّ
ه ْ َ َ َ
َ ه ْ
َ
Bu Âyet-i Uzmanın Sırrıyla, İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin
hikmeti ve gayesi; Hâlık-ı Kâinat'ı tanımak ve Ona İman edib
İbadet etmektir. Ve o İnsanın Vazife-i Fıtratı ve Farîza-i Zimmeti,
Marifetullah ve İman-ı Billahtır ve İz'an ve Yakîn ile Vücudunu ve
Vahdetini tasdik etmektir.
Evet fıtraten daimî bir Hayat ve ebedî yaşamak isteyen ve hadsiz
emelleri ve nihayetsiz elemleri bulunan bîçare İnsana, elbette o Hayat-ı
Ebediyenin üss-ül esası ve anahtarı olan İman-ı Billah ve Marifetullah
ve vesilelerinden başka olan şeyler ve Kemalâtlar, o İnsana nisbeten
aşağıdır. Belki, çoğunun kıymetleri yoktur.
Risale-i Nur'da bu Hakikat kuvvetli Bürhanlarla isbat edildiğinden,
bu Hakikatı Risale-i Nur'a havale ederek, yalnız o Yakîn-i İmanîyi bu
asırda sarsan ve tereddüd veren iki vartayı dört mes'ele içinde beyan
ederiz.
Birinci vartadan çare-i necat: İki Mes'eledir.
Birinci Mes'ele: Otuzbirinci Mektub'un Onüçüncü Lem'asında taf-
silen isbat edildiği gibi, umumî mes'elelerde isbata karşı nefyin kıymeti
yoktur ve kuvveti pek azdır. Meselâ: Ramazan-ı Şerif'in başında Hilâli
görmek hususunda, iki âmi şahid Hilâli isbat etseler ve binlerle eşraf ve
Âlimler "görmedik" deyip nefyetseler,