Page 226 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 226
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
elinden gelen her şeyi yapar. Münafık, şeytanca oyunlar oynayıp, alçakça yalanlar
söyleyerek, çirkeflik yapıp, iftiralar atarak Müslümanlar arasında fitne, huzursuzluk
ve kargaşa çıkarmak ve böylece sahip oldukları nimet ve güzellikleri Müslümanlardan
çalabilmek ister.
Münafığın Müslümanlardan çalmak istediği bir başka nimet ise 'zaman'dır. İman
edenler hayatlarının her anını insanlara Allah'ın büyüklüğünü, İslam ahlakının gü-
zelliğini anlatıp hayırlı faaliyetler yapmaya ayırırlar. Bu da münafığın en istemediği
ve tüm gücüyle engel olmak istediği bir durumdur. Bu nedenle elinden geldiğince
sorun çıkarıp Müslümanları oyalayarak, boş işlerle meşgul etmeye çalışarak 'enerjilerini
ve faydalı işlere, güzel ortamlara ayıracakları vakitlerini çalmak ister'.
Ancak "... Allah, kafirlere müminlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez." (Nisa
Suresi, 141) ayetiyle haber verildiği gibi, Allah münafığın bu oyununun başarılı ol-
masına izin vermez. Müslümanlar, imandan kaynaklanan üstün akılları, feraset ve
basiretleriyle, münafığın amacını ve yaptığı ahlaksızlıkları açıkça fark eder ve tuzak-
larını Kuran ahlakıyla etkisiz hale getirirler. Münafığın Müslümanların vaktini, hu-
zurunu, mutluluğunu, neşesini, sevgilerini, dostluklarını çalma çabaları, sadece
başarısızlık, huzursuzluk, yürek acısıyla sonuçlanır.
TAR HTEK EN ALÇAK MÜNAFIKLARDAN B R OLAN
SAM R DE HIRSIZLIĞIYLA TANINIYORDU
Hırsızlığıyla tarihe geçmiş en bilinen münafıklardan biri de 'Samiri'dir. Samiri,
'Kuran'da da adı geçen, Hz. Musa (as) döneminde yaşamış İsrailoğulları'ndan bir
kişidir'. 'Samiri' adı, eski Mısır dilinde 'ecnebi, yabancı' anlamına gelen 'shemer' kö-
künden türemiş bir sıfat-isimdir.
Samiri, ailesi ve çevresi de altın ustası olan, Mısır'da altın buzağı imal etmesiyle
ünlenmiş bir 'heykeltıraş ve döküm ustası'dır. Samiri önce bu buzağıların kalıbını
hazırlıyor, sonra da döküm yoluyla altın buzağılar yapıp satarak para kazanıyordu.
Bu ve benzeri daha başka sanatsal faaliyetlerde de, çok mahir ve yetenekli bir kimseydi.
İmal ettiği buzağıların bir özelliği de, aynı zamanda bir müzik aleti gibi tasarlanmış
olmasıydı. Üzerlerine rüzgar esintisi vurduğunda, yüksek yerlere yerleştirilmiş olan
bu buzağı heykelleri, 'buzağı böğürmesi gibi bir ses' çıkarıyorlardı. Önden ve arkadan
boşluk bırakılarak yapılan bu heykellerden çıkan sesler, buzağıya 'gerçekçi ve metafizik
bir hava' veriyordu. İsrailoğulları geçimlerini yaygın olarak 'kölelikle, tarım ve hay-
vancılıkla' kazandıkları için, Samiri'nin yaptığı bu altından buzağılar ve onun bu ko-
nudaki ustalığı, oradaki halkın adeta nefesini kesiyordu. Onun bu yeteneğine çok şa-
şıyor ve hayran kalıyorlardı.
224