Page 224 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 224

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI




                         Tefsirlerde verilen bilgilere göre, rivayetlerde anlatılan Tu'me isimli münafık zırhlı

                    bir gömlek çalmış, ama olayın tam olarak nasıl gerçekleştiği konusunda bir ittifak
                    sağlanamamıştır. Tu'me, bu hırsızlığı kendisinin değil, o civarda bulunan Yahudi bir
                    kimsenin yaptığını iddia ederek yemin etmiş ve Müslümanları da bu yalanına inandı-

                    rabilmek için suni deliller oluşturmuştur. Gömleğin çalındığı yerden o Yahudi şahsın
                    evine kadar un çuvalından un dökerek, izin Yahudi olan kişinin evine kadar ulaşması
                    sağlanmıştır. Bu hırsızlık ortaya çıktığında ise, bazı Müslümanlar da boş bulunarak
                    ve bilmeden Tu'me'den yana şahitlik yapınca, Peygamberimiz (sav) Tu'me'yi korumaya

                    karar vermiş, bunun üzerine Allah Nisa Suresi'ndeki bu Kuran ayetlerini indirerek,
                    Peygamberimiz (sav)'e  "(Sakın) Hainlerin savunucusu olma. Ve Allah'tan bağışlanma
                    dile." (Nisa Suresi, 105-106) şeklinde buyurmuştur.
                         Tu'me bin Ubeyrik, yaptığı bu hainlikle Allah'a, İslam'a, Peygamber (sav)'e açıkça

                    ihanet etmiştir. Müslümanların mallarını haksızlıkla çalmış, gasp etmiş, ardından da
                    Peygamber (sav)'e ve iman edenlere yalan söylemiş, yalan yere yemin ederek tüm
                    Müslümanları aldatmaya çalışmıştır. Hırsızlık yapıp, kendisine sorulduğunda "Ben
                    çalmadım" diye cevap vermiş ve masum bir insana iftira ederek "O çaldı" demiştir.

                    Olayın aslı ortaya çıktığında da, yaptıkları dolayısıyla tövbe etmek yerine, oradan
                    kaçıp Mekke'ye gitmiştir. Ardından da dinden çıkarak, Müslümanlığı terk etmiştir.
                    Sonrasında ise her gittiği yerde yakalanıp kovulup horlanıp aşağılanmasına rağmen,

                    bin bir türlü dalavere yaparak ahlaksızlığına devam etmiştir. Mekke'de sığındığı bir
                    kişinin evinden kovulmuş ardından bir başkasının yanına gitmiş ve orada da aynı
                    alçak karakteri göstererek yine hırsızlık yapmıştır. Oradan sonra gittiği bir başka evde
                    de yine hırsızlık yapmak için evin duvarını delerken duvar yıkılmış ve kendisi de bu

                    yıkıntının altında kalmıştır. Rivayetlere göre buradan sağ olarak çıkmış ve tekrar bir
                    tüccar kafilesi arasına karışıp kendisini bir tüccar gibi tanıtarak orada da yine hırsızlık
                    yapmıştır. Bu olaydan sonra kendisini yakalayan kimseler ise Tu'me bir Ubeyrik'i dö-

                    verek öldürmüşlerdir.
                         Bu münafık, küfrün Müslümanlar gibi halim selim, güzel ahlaklı, adaletli insanlar
                    olduğunu sanmış, Müslümanlara yaptığı alçaklığı onlara da rahatlıkla yapabileceğini
                    düşünmüştür. Oysaki Müslümanlar Allah'tan korktukları için ona bu ahlakı göster-

                    mektedirler. Küfürdeki insanlar ise, adaleti kendilerinin sağlayacaklarını düşünerek
                    acımasız yöntemlerle; işkence yaparak ve döverek bu münafıktan intikam almak iste-
                    mişlerdir.

                         Allah, yaptığı hırsızlıklarla bu münafığı hayatı boyunca rezil rüsva etmiştir. Çaldığı
                    mallar ona bir nimete dönüşmemiş, Allah her yaptığı alçaklığı ona ömrü boyunca
                    hep belaya ve fitneye çevirmiştir. Allah münafığın hayatının dünyada da ahirette
                    de, her zaman felaketle sonuçlandığını Müslümanlara göstermiştir.

                         Tu'me bin Ubeyrik'in tüm bu eylemleri de, münafığın ne kadar oyuncu, hilebaz,
                    dolandırıcı ve oyuncu olabileceğini açıkça ortaya koyar. Peygamberimiz (sav) de "...



           222
   219   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229