Page 220 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 220

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                       gulayabilmek'tir. Çünkü çok açık bir gerçektir ki, münafık zaten Müslümanlara
                       fayda verecek birşey için asla emek vermeyecektir. Ama 'dilbaz ve lafazan' olduğu
                       için, elindeki bu imkanı kullanarak, kendince aleyhte bir gündem oluşturmaya ve

                       bundan da kendine bir paye çıkarmaya çalışır.



                           MÜNAFIK, MÜSLÜMANLARIN BAŞARILARINI ÇOK KISKANIR VE

                           ONLARDAN DAHA  Y S N  YAPAB LD Ğ N   SPATLAMAK  Ç N

                           GÖSTERMEL K ÇABALAR YÜRÜTÜR

                           Müslümanlar yaptıkları güzel hizmetler ve hayırlı işler için harcadıkları çabalar
                       ile yalnızca Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmeyi umarlar. Bunun dışında in-

                       sanlardan herhangi bir takdir ve karşılık beklemezler. Amaçları İslam'ı, Müslümanları
                       güçlendirmek, Kuran ahlakını insanlara anlatarak dünyada huzur ve barışı hakim
                       kılmaktır.

                           Münafıklar ise bunların hiçbirini önemli görmez ve bu yüzden de bu yönde
                       hiçbir çaba göstermezler. Ancak bunlar her ne kadar münafığın hedeflerinin tama-

                       men zıttı da olsa, Müslümanların elde ettikleri başarılar münafığı çok kıskandırır.
                       Çünkü münafık için 'her konuda herkesten üstün olduğunu vurgulayabilmek' çok
                       hayati bir konudur. Aksi bir durumla karşılaşmak münafığı adeta deliye döndürür.

                       Kıskançlıktan, 'o imajı mutlaka ortadan kaldırmak; o başarılı görünen kimselerin
                       başarısına gölge düşürüp onları yeteneksiz, akılsız ve bilgisiz insanlar gibi gös-
                       termek' ister. Bununla birlikte, o konuda 'asıl kendisinin ne kadar mükemmel bir

                       bilgi birikimine ve yeteneğe sahip olduğunu' vurgular. Ve aslında İslam'a ve Müs-
                       lümanlara fayda verecek hiçbir hizmete katkıda bulunmak istemediği halde, aynı
                       görevin kendisine verilmesi için her yolu dener. Bunun için gerekirse yalan,

                       iftira, çirkeflik, huysuzluk gibi her türlü çirkin yöntemi de uygulayarak, başarı-
                       larıyla ön plana çıkan kimseleri kendince önemsiz gösterip küçük düşürecek bir

                       eyleme başlar.
                           Amacı asla Allah'ın rızasını kazanmak ya da İslam için faydalı birşey yapmak
                       değildir. Tek istediği büyüklüğünü ispatlayabilmektir. Başarılı Müslümanlardan

                       daha fazlasını ve daha iyisini yapabilmelidir ki, onları geçebilsin ve onlardan daha
                       büyük ve daha üstün olduğunu herkese gösterebilsin. Aynı zamanda da kendisini

                       'çok işe yarayan, çok hayati faaliyetler yapan, çok özel ve eşsiz bir insan' konumuna
                       getirebilsin.
                           Müslümanlar kendi aralarında yapılan hangi faaliyetlerden dolayı memnun

                       oluyor ve bu konuda kimleri takdir ediyorlarsa, münafık şeytanın ilhamıyla he-
                       men o kişilere musallat olur. Özellikle de o sırada 'en çok gündemde olan ve en



           218
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225