Page 217 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 217
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
maya çalışır. Ama o süre içerisinde de, o konuda hiçbir hazırlık yapmaz. Sonra
aradan zaman geçip de, kendisine o çalışmanın durumu sorulduğunda, "Hiç vaktim
olmadı, pek bir şey yapamadım" gibi umursuzca bir açıklama yaparak konuyu ge-
çiştirir. Bu süreç zarfında Müslümanları aldatmış, o çalışmanın bitmiş olması ge-
rektiğini düşündükleri bir vakitte, onları son anda zor durumda bırakacak şekilde,
hiçbir şey yapmadığını söylemiştir.
İşte bu münafığın kendini beceriksiz göstermek için oynadığı oyunlardan
sadece biridir. Bunlar gibi, daha çok fazla yalanı vardır. Örneğin yazılı bir çalışma
yapması istenirse, "Yardımcı olmayı çok istediğini ama, yazı yazma kabiliyetinin
olmadığını" söyler. İnternetten bir araştırma yapılması için bir talepte bulunulursa,
"Araştırma yapabilme yeteneğinin olmadığını, hiçbir zaman bu konuda başarılı
olamadığını" anlatır. Sözde yazı yazmayı bilmiyor, araştırma yapamıyordur. "O za-
man resim konusunda yardımcı ol" denildiğinde de, "Bilgisayarının çok sorun çı-
kardığını ve böyle çalışmaların bilgisayarını çok yavaşlattığını" iddia eder. Mü-
nafığın, bunun gibi tamamı yalan olan bahanelerinin ardı arkası kesilmez.
Bahanelerinin her birine çözüm getirilir de, artık bir mazereti kalmazsa, işte o
zaman, mecburen o çalışmayı yapmayı kabul etmek durumunda kalır. Ama açıktır
ki, münafık yeni bir yalan daha bulacak ve yine yardım etmekten, Müslümanlara
destek olmaktan kaçacaktır. Ya "Hastalandığı için çalışamadığını" söyleyecek ya
da "Çok vakit ayırıp denediğini ama ortaya iyi bir sonuç çıkmadığını" anlatacaktır.
Ya da hiç işe yaramayacak bir şeyler getirecek ve "Gayret ettiğini ancak aklının bu
kadarına yettiğini" söyleyecektir. "Bütün gücünü kullandığını ancak bilgisinin
yetersiz kaldığını" iddia edecektir. Dolayısıyla da yaptığı işin sonucu hiçbir zaman
beklenilen başarıya ulaşmayacaktır.
Bazen de münafık kendisini sezdirmemek için az da olsa, faydalı bir şeyler
yapmak zorunda kalır. İşte o zaman da münafık, yapacağı çalışmayı çok dikkatli
seçer. İslam'a ciddi fayda getirecek olan bir faaliyetin içinde asla yer almak istemez.
Kendisini hiç yormayacağı, Müslümanlara önemli bir destek sağlamayacak, İslam'ın
yayılmasında hayati önem taşımayan konulara yönelir. Ancak bunu yaparken de,
gösterdiği bu çok küçük çaba için bile, Müslümanlardan çok ciddi şekilde takdir
görmek ister. Bu takdiri elde edebilmek için yaptığı işin her detayını en abartılı şe-
kilde dile getirir. Amacı, isminin sürekli övgüyle anılmasını sağlamak ve böylece,
kendince var olduğunu sandığı büyüklüğünü daha iyi vurgulayabilmektir. Oysaki
ortada münafığın yaptığı elle tutulur hiçbir başarı yoktur.
Müslümanlar her gün sabahtan akşama kadar onlarca hayırlı faaliyet yaptıkları
halde, amaçları insanların övgüsünü değil, yalnızca Allah'ın rızasını kazanmak ol-
215