Page 292 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 292

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                       lümanlar için rahmete dönüştürür. Müslümanlar münafık vesilesiyle manevi yönden
                       sürekli olarak daha da gelişir ve güçlenirler.



                           MÜNAFIK ALAMETLER N  D NLEY P ÖĞRENMEK

                           MÜSLÜMANLARA FAYDA VER R

                           Peygamberimiz (sav) bir hadisinde münafıklarla Müslümanların farkını,

                       "Allah'tan ancak mümin olan korkar ve ondan ancak münafık kendini emniyette
                       hisseder." (Buhari, ''İman'', 36; Firyabi, a.g.e, s. 60) sözleriyle açıklamıştır. Müslüman
                       olan kişi, münafık alametlerini duyduğunda Allah'tan korkup sakınan kişidir. Ahlakı

                       ne kadar güzel olursa olsun, iman eden bir kimse, Allah'ın Kuran'da bildirdiği tüm
                       öğüt ve hatırlatmaları, hiçbir ayrım yapmaksızın üzerine alınır ve düşünür.
                           İşte bu samimi bir Müslüman tavrıdır. Çünkü Allah Kuran'ın "Hayır; gerçekten

                       insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden." (Alak Suresi, 6-7) ayetleriyle, 'ken-
                       disini müstağni, yani büyük gören ve hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanan kim-
                       selerin, azgınlaşarak doğru yoldan uzaklaşacaklarını' bildirmiştir. Dolayısıyla

                       Müslümanlar bu ayeti düşünerek, her münafık alametinden bir hikmet çıkarır ve
                       eksiklerini hemen düzeltir; ahlaklarını, tavır ve konuşmalarını daha da güzelleş-

                       tirmeye çalışırlar.
                           Müslümanlar, Kuran'daki münafık alametlerini anlatırlarken de, asla kendilerini
                       müstağni görerek konuşmazlar. Çünkü bu anlatımların en çok hitap ettiği kişiler

                       'Müslümanlar'dır. Allah'ın her bir ayeti, tüm insanları kapsamaktadır. Dolayısıyla
                       Müslümanlar münafıklarla ilgili ayetleri açıklarken, karşılarındaki belirli bir güruha

                       değil, en başta kendilerine anlatmış olurlar. Her bir münafık alametini, kendi üzer-
                       lerine de alarak, kendilerini de düşünerek anlatırlar.
                           Çünkü zaten münafıklar Kuran'daki bu ayetlerle ve Müslümanların bu anla-

                       tımlarıyla hiç muhatap olmazlar (Kuran'ı tenzih ederiz). Bu ayetlerden etkilenenler
                       yalnızca Müslümanlardır. Kuran'ı okuyacak, Müslümanların anlattıklarını dinleyecek
                       olanlar sadece onlardır. Münafık zaten anlatılanlara kendince güler geçer ve anlatı-

                       lanları da dinlemez (dini konuları tenzih ederiz). Ne dinler ne de anlar. Müslümanın
                       her duyduğu söz ise, ona imani bir dinçlik, zihin açıklığı ve ataklık sağlar. Böylece
                       kalbindeki en ufak bir yanlışlığı bile, anında düzeltme imkanı bulur.

                           Dolayısıyla tüm anlatılanlar ve yazılanlar Müslümanlara etki edecektir. Çünkü
                       inkar edenler zaten İslam'ı baştan kabul etmez, dolayısıyla da o anlatılanları hiç

                       üstlerine alınmazlar. Münafık da zaten Allah ve din düşmanıdır; söylenenlerin
                       hiçbirini kabul etmez. Dolayısıyla bunları düşünüp anlayacak olanlar yalnızca
                       Allah dostu olan samimi Müslümanlardır.




           290
   287   288   289   290   291   292   293   294   295   296   297