Page 72 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 72
74 MUHÂKEMAT
Râbian: Belâgatça vech-i münasebet ve müşabehet budur:
Faraza bir adam hayal balonuyla küreden yüksek yere uçarsa;
dağların silsilelerine baksa, acaba tabaka-i türabiyeyi direkler üstüne
serilip atılmış bedevi haymeler gibi tahayyül ederse.. ve münferid
dağları da bir direk üstünde kurulan bir çadıra benzetilse, acaba
tabiat-ı hayale muhalefet olur mu?.. Faraza sen o silsileleri müstakil
dağlar ile beraber sath-ı arza keyfiyet-i vaziyeti bir bedevi Arabın
karşısında tasvir tarzında tahayyül ve tahyil edersen, şöyle: Bu
silsileler A'rab-ı Bedeviyenin haymeleri gibi arz sahrasında
kurulmuş ve taraf taraf da çadırlar tahallül etmiş desen.. Arabların
hayalî olan üslûblarından uzak düşmüyorsun... Hem de eğer vehim
ile bu Kasr-ı Müşeyyed-i Âlemden tecerrüd edip uzaktan Hikmet
dûrbüniyle mehd-i beşer olan yere ve sakf-ı merfu' olan semaya
temaşa edersen.. sonra silsile-i cibalde temessül ve etraf-ı semaya
temas eden daire-i ufuk ile mahdud olan semayı, bir fustat gibi yerin
üstüne vaz' ve cibal evtadıyla rabtolunmuş bir çadır kubbesini
tahayyül ve tevehhüm edersen müttehem edemezler. Sekizinci
Mes'ele'nin Tenbih'inde bir-iki misal daha gelecektir.
Yedinci Mes'ele
ِ
Kur'an'da zikrolunan: اهيحد ve تحطس ve تشِرف ve
َ ٰ َ
ْ َ ُ
ْ َ
ُ
ّ
ٍ ِ ح ٍيع ف )سمشلا( برغت ve emsalleri gibi; bazı ehl-i zahir
ةئم
َ َ
ُ ُ ْ َ
ْ َ
ُ ْ ّ
tağlit-ı ezhan için, onlar ile temessük ederler. Lâkin