Page 75 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 75
BİRİNCİ MAKALE 77
derkedemez. Aklımız da buna ihtimal verir. Evet, yok belki ihtimal
veren vehminizdir. Aklın şe'ni bürhan üzerine gitmektir. Evet Akıl
herbir şeyi tartamaz, fakat böyle maddiyatı ve en küçük hâdimi olan
basarın kabzasından kurtulmayan bir emri tartar. Faraza tartmaz ise,
biz de o mes'elede çocuk gibi mükellef değiliz.
T e n b i h : Ben zahirperest ve nazar-ı sathî sahibi tabiriyle
yâd ettiğim ve tevbih ve ta'nif ile teşhir ettiğim muhatab-ı zihniyem;
ağleb-i halde ehl-i tefrit olan ve Cemal-i İslâmı görmeyen ve nazar-ı
sathiyle uzaktan İslâmiyete bakan hasm-ı dindir. Fakat bazan, ehl-i
ifrat olan, iyilik bilerek fenalık eden Dinin cahil dostlarıdır.
Beşinci bela: Ehl-i tefrit ve ifrat olan bîçarelerin ellerini
tutarak zulümata atan birisi de; her mecazın her yerinde Taharri-i
Hakikat etmektir. Evet mecazda bir Dane-i Hakikat bulunmak
lâzımdır ki, mecaz ondan neşv ü nema bularak sünbüllensin. Veya-
hut Hakikat, ışık veren fitildir; mecaz ise, ziyasını tezyid eden
şişesidir. Evet, Muhabbet Kalbde ve Akıl Dimağdadır. Elde ve
ayakta aramak abestir.
Altıncı bela: Nazarı tams eden ve Belâgatı setreden, zahire
olan kasr-ı nazardır. Demek ne kadar Akılda Hakikat mümkün ise,
mecaza tecavüz etmezler. Mecaza gidilse de meali tutulur. Bu Sırra
binaendir: Âyet ve Hadîsin tefsir veya tercümesi, onlardaki Hüsün
ve Belâgatı gösteremez. Güya onlarca karine-i mecaz, aklen
Hakikatın imtinaıdır. Halbuki karine-i mania, aklî olduğu gibi hissî
ve âdi ve makamî.. daha başka çok şeyler ile de olabilir. Eğer
istersen Cennet-ül Firdevs gibi olan Delail-ül İ'caz'ın iki yüz yirmi
birinci kapısından gir.