Page 77 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 77

BİRİNCİ MAKALE                                                                                             79



            Belki  şişenin  gümüşe  olan  mübayeneti  bir  istiare-i  bedianın
            karinesidir. Demek şişe şeffafiyetiyle, fidda dahi beyaz ve parlaklık
            hasebiyle,  güya  Cennet'in  kadehlerini  tasvir  etmek  için  iki
            nümunedirler ki Sâni'-i Rahman bu  Âleme göndermiş. Tâ nefis ve
            mallarıyla Cennet'e müşteri olanların rağabatını tehyic ve iştihalarını
            açsın.

                                             ِ
                                                            ِ
                                       ٍ
                                                       ِ
                   Aynen bunun gibi,  درب نم      اهيف      ٍلابج نم bir istiare-i bedia
                                                      َ
                                                          ْ
                                        َ َ ْ
                                                َ
            ondan  takattur  ediyor.  O  istiarenin  zemini  ise,  zemin  ve  âsuman
            mabeyninde  hükm-ü  hayal  ile  tasavvur  olunan  müsabakat  ve
            rekabetin tahayyülü üzerine müessestir. Mezraası şöyledir ki; zemin
            kar  ve  bered  ile  tezemmül  veya  taammüm  eden  dağlarıyla  ve
            rengârenk besatîniyle süslendiği gibi, güya ona rekabeten ve inaden
            âsuman dahi cibal ve besatîni andıran rengârenk ile teşekkül eden ve
            dağlara nazireler yapmak için parça parça dağılan bulutlarıyla sarılıp
            cilveger oluyor. O dağ gibi parça parça bulutlar; sefineler veyahut
            dağlar veyahut develer veyahut bostan ve derelerdir denilse, teşbihte
            hata edilmemiş olur. O cevvdeki seyyarelerin çobanı ra'ddır. Kamçı

            gibi,  berkini  başları  üzerine  silkeleyip  dolaştırıyor.  O  müsahhar
            sabihalar  ise,  o  bahr-i  muhit-i  havaîde  seyr  ü  cereyan  etmekle,
            Mahşere tesadüf etmiş dağları andırırlar. Güya Sema, su buharının
            zerratını ra'd ile silâh başına davet ettiği gibi.. "Rahat olun" Emriyle
            herkes  yerine  gider,  gizlenir.  Evet  çok  defa  bulut  dağın  libasını
            giydiği  gibi,  heykeli  ile  teşekkül  etmekle  beraber  bered  ve  karın
            beyazıyla televvün ve rutubet ve bürudetiyle tekeyyüf eder. Öyle ise
            bulut  ve  dağ  komşu,  arkadaştırlar.   Birbirine   levazımatını   âriye
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82