Page 93 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 93
İKİNCİ MAKALE 95
İşte çal olan atına binmiş, nazenin karşısında gençlenmek
isteyen ihtiyar babanın sakalının içine bak, Belâgatın çok
anahtarlarını bulacaksın. Al kapıları aç, işte:
ِ
ِ
ِرهَّدلا عِياقو رابغ اَذه ۞ اهَل تْلق تبش و تبَِك تَلاق
ِ َ َ ُ َ ُ
َ
ْ
ُ ُ
َ َ
َ
ٰ
َ ْ
ْ
ْ
Yani: Dedi: "İhtiyar oldun." Dedim: "Değildir; belki mesaib-i
dehrin gürültüsünden ayakları altında çıkıp sakalıma konmuş bir
beyaz gubardır."
Hem de:
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ ِ
َ
َ
بدلاْاو ىْارلا ماستبا َكاذ ٰ ناف ۞ ِ هب ِي تقْلا ضامي ا كعوري لاو
َّ
َّ َ
َ
َ
َ
َ
ُ َ ْ
ُ َ
ْ َ ُ
ّ
Yani: Sakalımın beyazlanmakla parlaması seni korkutmasın.
Zira Nur-u Mütecessim gibi dimağdan erimiş sakaldan mecra bulup
kendini gösteren Fikir ve Edebin tebessümüdür.
Hem de:
ِ
ٍ بي شم حبصب َّلاا هبتنت مَلف ۞ ٍ ةبي بش ِليَلب تمان دق كنيعو
ِ
ِ
ِ
ْ َ َ ْ َ
َ
ْ َ ْ َ ْ َ
َ ُ ْ َ َ
َ
َ
ْ
ِ ْ ُ
Yani: Gece gibi gençlikte gözün nevm-i gaflette dalmış,
ancak subh-misal olan sakalın beyazıyla uyanabildi.
Hem de:
هئ اشحَا ف ضاخو هنم صتقاف ۞ هني بج حابصلا مَطَل َ َّ َ
ِ
ِ
َ ام
ناَكو
َ
َ ْ َ
ُ َ
َ ْ
َ
َ َ َ ُ ْ
َّ
ُ َ َّ
Yani: Ciriti istemek yolunda, sabah, atımın yüzüne yed-i
beyzasıyla bir tokat vurdu. Atım dahi kısasını almak için tayyar olan
subha erişti, yere vurdu, içinde dört ayağıyla gezindi. Demek atım
çal'dır.
Hem de:
ِ
ِ
ِ
ِ
َ
سرخْلاو تمصلا ف اهبْلق اهبْلقو ۞ ترَطخ اذا اهاحاشو بْلق ناَك
َّ َ
َ َ َ
َ َ
ْ َ َ َ
ُ
ْ َّ
َ ُ ُ َ َ َ َ
َ