Page 94 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 94

96                                                                                                    MUHÂKEMAT

                  Yani:  Kalbim  maşukumun  kemeri  gibi  hareket  ve  hışhış
           etmekte;  onun  Kalbi  ise  onun  bileziği  gibi  sükûn  ve  sükûttadır.
           Demek  beli  ince,  bileği  kalın  olduğu  gibi;  Kalbim  müştak,  onun
           Kalbi müstağnidir. Demek Hüsün ve Aşkı ve istiğnayı ve iştiyakı bir
           taş ile vurmuştur.

                  Hem de:

                                                               ِ
                           ِ
                                ِ
                                                        ِ
                       ِ
                                                                      ِ
               ِلمحمْلا بايع   ْلا ىذ ِ ِ ناميْلا َلوزن  ۞      هعاعب  طي بغْلا  ءارحصب     قَّْل   َاو
                                                                           َ ٰ
                                     َ َ
                                             ُ ُ
                                                 ُ َ َ َ
                                                            َ
                          َ
                َّ َ ُ
                                                                 َ ْ َ
                                  ّ
                  Yani:  Tacir-i  Yemenî  gibi  yağmurdan  gelen  sel,  yüklerini,
           eskallerini gabît sahrasına attı. Nasılki bir tüccar akşamda bir köye
           gelse, gecede köylüler rengârenk eşyalarını satın alsalar; sabahleyin
           herkes  bir  renk  ile  süslenmiş  olduğu  halde  evinden  çıkıyor.  Hattâ
           köyün çobanı dahi kırmızı bir mendili bağlıyor. Öyle de, sel sahraya
           yükünü attığı gibi ticaret-i hafiyeye benzer İmtizacat-ı Kimyeviye ile
           çiçeklerin nazeninlerine güya rengârenk elbise alınır, dikilir. Hattâ
           çiçeklerin  çobanı  ıtlakına  şâyan  olan  kefne  (1)  başını  kırmızı-
           laştırıyor.

                  Hem de:
                               ِ
                    ِ
              ِلمعْلاو لوقْلا يب فْلخْلا ةفاسم ۞  تجرفنا   و  ردغْلا ضافو ءافوْلا     راَغ
                                     ُ َ
                                                                      َ
                      ْ َ
                                                      َ َ ْ
                                                        ُ ْ َ
                                  ُ
                                               ْ َ َ
                                                              َ َ َ ُ َ
                          َ ْ َ
                                                                           َ
              َ َ َ
                                        َ َ
                  Yani:  "Vefa,  gavr-ı  in'idama  çekildi..  tufan-ı  gadr  feverana
           başladı. Kavl ve amel ortasında uzun bir mesafe açıldı..."

                  Uzağa  gitmek  istemiyorsan  bu  makalenin  bir  parça
           mâkabline nazar et. Bu mes'eleye nümune olmak için çok parçaları
           bulacaksın. Ezcümle: "Âyâtın Delail-i İ’cazının miftahı ve Esrar-ı
           Belâgatının keşşafı yalnız

                  ------------------
                  (1): Dikenli, ihrak edilir bir dağ mahsulüdür.
   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99