Page 113 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 113

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 115

           geldim.  Bir  ay  sonra  Burdur'u  teşrif  ile,  bazı  yevm  Sohbet-i
           İrfaniyenizde bulunup Ruhlarımıza gıda bahşolundu.

                             Şu tulûatımı arza ictisar ediyorum:

                  Halka-i Hakikatta devrandadır ol mübarek Üstad
                  Kavuşturdular Ruhunu, Ervah-ı Enbiyaya ânın
                  Mest-i müstağrak olup hayrettedir ol mübarek Üstad
                  Mübarek Kur´ân'ın Dellâlısın dediler âna
                  Sözleri Cândır, onu tutmayan Ruhsuzdur hemân
                  Bütün söylediği Nur-u Hikmettir ânın
                  Mi'rac-ı Ruhanîde devrandadır ol mübarek Üstad
                  Kalbim içre Feyz-i Nur'un görmüşem hemân
                  İçi Umman-ı Vahdette, dışı sahra-yı kesrette görünür Üstad
                  Dünyada, Uhrada refik olalım âna
                  Umarım Mevlâm ihsan eder biz âciz kullarına
                  Nasuhizade Mehmed, söyledi hemân bu Sırları
                  Hazine-i Kur´ân'ın bir Miftahıdır Hazret-i Üstad.

                                                     Nasuhizade Şeyh Mehmed
                                           * * *
                  (Âsım Bey'in fıkrasıdır)

                  Muhterem Üstadım Efendim Hazretleri!

                  Bu arîzamı takdim ve tasdîa iki sebeb-i mücbir hasıl oldu:

                  B i r i n c i s i: Sevgili Üstadımın geçenki iltifatnamelerinin bir
           fıkrasında  buyuruluyor  ki:  "Bu  fakir  ile  aziz  Kardeşim  Husrev  gibi
           yüksek,  ciddî,  hâlis  Kardeş  ve  Talebelerimi,  âhir-i  ömrümüze  kadar
           Hizmet-i Kur´ân'da daim eylesin."

                  Muazzez  Üstadımın  bu  Dua,  bu Niyaz ve Himmetlerine bütün
                              ِ
           Mevcudiyetimle   يمٓا  dedim  ve daima da diyorum. Ve Cenab-ı Lem -
                            َ
           yezel Hazretlerine de daima niyazım budur. Ve pek muhterem ve pek
           sevdiğim  Üstadımın  Dua  ve  Himmeti  sürur,  sevinç  gözyaşlarımı
           akıttırıyordu.  Bu  fıkra  ve  cümleyi  takib  eden  ikinci  fıkra  ki;  aynen
           yazıyorum:

                  "Ve  ben  öldüğümde  sizi  arkamda  Vâris  bırakarak  ferah  ile
           kedersiz  kabrime  girmek  Rahmet-i  İlahiyeden  ümid  ederim."  Burası
           beni  çok  düşündürdü  ve  hiç bir dakika Üstadımın bu arzu, bu taleb ve
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118