Page 110 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 110

112                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          zulümat  ve  dalalât  vâdilerine  yol  açmak  isteyen  bakar-körlere,  ne
          demeli?

                 Nazirsiz  Şu'leleriyle  asr-ı  hazırı  İhya  ve  Tenvir  ve  İstikbalin
          krokisini  bihakkın  Tanzim  ve  Tahkim  eden  Nurlar,  ilelebed  payidar
          olsun. Dilerim Bâri-i Teâlâ Hazretlerinden ki, şu Âsâr-ı Pürnurun bütün
          Ümmet-i Muhammed  (A.S.M.)a  ta'mimine  muvaffakıyet  ve müyesse-
                                ِ
          riyet ihsan buyursun.  يمٓا.
                              َ
                                                                       S a b r i
                                          * * *
                 (Husrev'in fıkrasıdır)

                 Sevgili Üstadım Efendim,

                 Kenz-ül Arş Duasının Feyzinden gelen bir Nükte-i Kur´âniye'de,
          yanlışlığın  tarafımızdan  nasıl  karşılandığını  sual  eden  ve  hatasının
          esbabını bize izah eden sevimli Mektubunuzu aldım. Bu kısmı, Sure-i
          Kevser'in latif ve yüksek Tevafukatını gösteren Altıncı Remiz'le ve bir
          de  büyük  bir  fatihten  daha  büyük  olan  Tarîkata  aid  kısımla  beraber
          okudum.
                 Bu  hafta  sevincim  ve  şevkim  pek  ziyade  idi.  Bir  taraftan,
          senelerden beri tab'edilmesi ve Âlem-i İslâma neşredilmesi için istinsah
          edilen,  o  kıymetdar  Mahzen-i  Hakaik  emin  vâdilere  gönderiliyordu.
          Diğer taraftan, şu baharın cazibedar güzelliğinden pek çok  yüksek bir
          Nuraniyetle  karşımıza  çıkan  Yirmidokuzuncu  Mektub'un  her  bir
          kısmının verdiği zevk-i manevî içerisinde yaşıyorduk.

                 Kenz-ül  Arş  Duasının  Feyzinden  gelen  ikinci  bir  Nükte-i
          Kur´âniyeyi,  Mektubunuz  gelmeden  evvel  arkadaşlarla  birlikte  tekrar
          okuduk. Tedkik gayesi hiç birimizde olmadığı için, on dakika içerisinde,
          yazılan bu kısmın nuranî Şu'leleri arasında kaldık. Okurken, ağzımızdan
          arada sırada çıkan sadâ-yı hayret ve taaccübden başka bir şey işitilmiyor
          ve  yüzümüzden  akan  beşaşet,  duyduğumuz  manevî  zevki,  tarife  kâfi
          geliyordu.

                 Sevgili Üstadım!

                 Her bir Risale aramızda pek büyük bir sevinçle karşılandığı ve
          hayretle  okunduğu  ve  lâyık  olduğu  şekilde  hürmet  gördüğü  için,  her
          nasılsa  vaki'  olan  hatam  hakkındaki  Mektubunuzu  aldığım  vakit,
          kıymetdar  Üstadım  bu  hali  bize  ihtar  etmeseydiniz,  biz  hiç bir vakit
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115