Page 114 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 114

116                                                                                                 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ

          ve ifadelerin çeşitlerinden ve daima hayallerinde bulunan elfaz, maânî ve
          ibarelerden  fikirlerini  ayıramadıklarından,  çıplak  Hakikatları  ve  akliyatı
          fehmedemezler. Ancak o yüksek Hakaikın, onların ülfet ettikleri ifadelerle
          anlatılması lâzımdır. Fakat Kur'anın böyle ifadelerinin Hakikat  olduğuna
          itikad  etmemelidirler  ki;  cismiyet  ve  cihetiyet  gibi  muhal  şeylere  zâhib
          olmasınlar.  Ancak  o  gibi  ifadelere,  Hakaika  geçmek  için  bir  vesile
          nazarıyla  bakılmalıdır.  Meselâ  Cenab-ı  Hakk'ın  Kâinatta  olan  Tasar-
          rufunun  keyfiyeti,  ancak  bir sultanın taht-ı saltanatında yaptığı tasarrufla
                                                                   ِ
                                                    ِ
                                            ى
                                              ۪
          tasvir  edilebilir.  Buna  binaendir ki;  ۪ت ۪ سا ۪شرع  ۪ ا ۪ ْل  ٰ۪ لع ۪ ۪ للّا ۪نا   da kinaye
                                              و
                                               َ ٰ
                                                      ْ َ
                                                                  َّ ٰ َ
                                                              َ
                                                 ْ
          tarîkı ihtiyar edilmiştir.
                 Hissiyatı bu merkezde olan avam-ı nâsa yapılan İrşadlarda, Belâgat
          ve  İrşadın  iktizasınca,  avamın  fehimlerine  müraat,  hissiyatına  ihtiram,
          fikirlerine  ve  akıllarına  göre  yürümek  lâzımdır.  Nasılki  bir  çocukla
          konuşan,  kendisini  çocuklaştırır  ve  çocuklar  gibi  çat-pat  ederek  konuşur
          ki, çocuk anlayabilsin. Avam-ı nâsın fehimlerine göre ifade edilen Kur'an-ı
                                                    ِ
                                            ِ
                                                     ۪ ةيهٰل ْ لاا
          Kerim'in    ince  Hakikatları,   ۪ ِرشبْلا۪لوقع۪ ٰلا ۪ ُ َّ  ِ ِ  ۪تَلانَّْتلَا     ile  anıl-
                                                                 ُّ َ
                                       َ َ
                                               ُ ُ
                                                             ُ
          maktadır.  Yani  insanların  fehimlerine  göre  Cenab-ı  Hakk'ın  Hitabatında
          yaptığı bu Tenezzülat-ı İlahiye, insanların zihinlerini Hakaikten tenfir edip
          kaçırtmamak  için  İlahî  bir  okşamadır.  Bunun  için,  müteşabihat  denilen
          Kur'an-ı Kerim'in üslûbları, Hakikatlara geçmek için ve en derin incelikleri
          görmek  için,  avam-ı  nâsın  gözüne  bir  dûrbîn  veya  numaralı  birer
          gözlüktür. Bu sırra binaendir ki; Bülega, büyük bir ölçüde ince Hakikatları
          tasavvur  ve  dağınık  manaları  tasvir  ve  ifade  için  istiare  ve  teşbihlere
          müracaat  ediyorlar.  Müteşabihat  dahi  ince  ve  müşkil  istiarelerin  bir
          kısmıdır. Zira müteşabihat, ince Hakikatlara suretlerdir.

                 Kur'anda müşkilât vardır dedikleri birinci şübhenin ikinci kısmına
          cevab: İşkal dedikleri şey ya üslûbun pek yüksek ve muhtasar olmasıyla
          mananın  çok  derin  ve  inceliğinden  ileri  gelir,  Kur'anın  müşkilâtı  bu
          kabildendir.  Veya  ibarede  karışık  ve  düğümlü  noktaların  bulunmasından
          neş'et eder; Kur'an-ı Kerim, bu kısım müşkilâttan müberra ve münezzehtir.
          Acaba cumhurun zihninden uzak ve pek derin Hakikatları kolay ve kısa bir
          Suretle  avam-ı  nâsın  fehimlerine  yakınlaştırmak  Ayn-ı  Belâgat  değil
          midir? Belâgat, mukteza-yı hali müraattan ibaret değil midir? Hey gözlerin
          kör olsun herif!

                 Yaradılışta  ve  maddiyata  dair  mes'elelerde  Kur'an  mübhem
          geçmiştir dedikleri ikinci şübhelerine cevab, şöyle ki:
   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119