Page 533 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 533
Harun Yahya
öne sürmüfltür. Oysa modern genetik göstermifltir ki, yaflam s›ras›nda kazan›lan özellik sonraki nesle ak-
tar›lmaz. Bunun üstteki hikayeyle ilgisi fludur: Hikayede, insan›n sözde atalar›n›n, yaflam s›ras›nda ka-
zand›klar› özelliklerle evrimlefltikleri varsay›m› egemendir. ‹nsanlar›n "otlar aras›nda etraf› görebilmek
için aya¤a kalkt›klar› ve elleri boflta oldu¤u için bunlar› kulland›klar› ve böylece zekalar›n›n geliflti¤i id-
dia edilmektedir. Bu, tamamen bilim ve ak›ld›fl› bir iddiad›r. Böyle bir olay hiç yaflanmam›flt›r. Ayr›ca bir
canl›n›n dik durmaya çal›flarak veya el aletleri kullanarak birtak›m özellikler elde etmesi mümkün de-
¤ildir. Elde etti¤ini kabul etsek bile (ki bu bilimsel olarak imkans›zd›r), bu özellikleri sonraki nesle ak-
tarmas› mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla bir imkans›z gerçekleflse ve bir maymun kendini zorlayarak iske-
letini "diklefltirse" bile, bu özellik sonraki nesle geçmez ve dolay›s›yla bir "evrim" gerçekleflmez.
Peki nas›l olmaktad›r da bir yüzy›l› aflk›n bir süredir çürümüfl olan Lamarckist mant›klar hala top-
luma empoze edilmeye çal›fl›lmaktad›r?
Evrimciler, bu "iflte öylesine hikayeler"in, yaflanan as›l biyolojik evrim sürecinin bir özeti oldu¤unu
söylerler. Onlara göre "ihtiyaçlar evrim do¤urmaz"; ama "ihtiyaçlar do¤al seleksiyonu belirli bir yönde
yönlendirir, bu da o yönde sonuç veren mutasyonlar› seçtirir." Yani, "insan›ms›lar aya¤a kalkt›" dedikle-
rinde, asl›nda "insan›ms›lar›n aya¤a kalkmas› avantajl› olacakt›, iflte tam bu dönemde onlara isabet eden
bir mutasyon iskeletlerini diklefltirdi, dikleflenler de do¤al seçilimle seçildi" demifl olurlar.
Bir baflka deyiflle, "iflte öylesine hikayeler"de, hikayenin mutasyonla ilgili k›sm›n›n bilimsel aç›kla-
mas› tamamen göz ard› edilmektedir. Çünkü bu k›s›m ele al›n›p incelendi¤inde, ortaya bilimsellikten
uzak bat›l bir inanç ç›kacakt›r.
Evrimcilerin mutasyonla ilgili "iflte öylesine hikayeleri"nde bir canl› neye ihtiyaç duyuyorsa, hangi
durum onu daha "avantajl›" hale getiriyorsa, o ihtiyac›n› karfl›layacak, o durumu sa¤layacak bir mutas-
yonun mutlaka meydana gelece¤i varsay›lmaktad›r.
Üstelik bugüne kadar genetik bilgiyi gelifltiren tek bir mutasyon bile gözlemlenmemiflken...
Bu senaryoya inanmak, canl›lara, her ihtiyaç duyduklar› fleyi sa¤layan sihirli bir de¤ne¤e inanmak
gibi bir fleydir. Bat›l inançt›r.
Bu çok önemli gerçe¤i teflhis edenlerden biri, evrim teorisine prensipte inanmas›na ra¤men Darwi-
nizm'e fliddetle karfl› ç›kan, Frans›z Bilimler Akademisi'nin eski baflkan› olan ünlü Frans›z zoolog Pier-
re Grassé'dir. Grassé mutasyonlar hakk›ndaki garip Darwinist inanc› flöyle tarif etmektedir:
Mutasyonlar›n havyanlar›n ve bitkilerin ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›n› sa¤lad›¤›na inanmak, gerçekten çok
zordur. Ama Darwinizm bundan fazlas›n› da ister: Tek bir bitki, tek bir hayvan, binlerce ve binlerce tam ol-
mas› gerekti¤i flekilde faydal› tesadüflere maruz kalmal›d›r. Yani mucizeler s›radan
bir kural haline gelmeli, inan›lmaz derecede düflük olas›l›klara sahip olaylar
kolayl›kla gerçekleflmelidir. Hayal kurmay› yasaklayan bir kanun yoktur, ama
bilim bu iflin içine dahil edilmemelidir. 120
K›sacas› Darwinizm hayal kurmakt›r. Bilimle ilgisi yoktur. Tüm dünya-
ya bilimsel gerçekler gibi anlat›lan "iflte öylesine hikayeler"in ise, en ufak bir
bilimsel dayana¤› bulunmamaktad›r.
Tüm bu hikayelerin ortak özelli¤i, canl›lar›n belirli bir ihtiyac›n›n ta-
n›mlanmas› ve sonra da bu ihtiyac›n mutasyonlar taraf›ndan karfl›lanm›fl
oldu¤unun varsay›lmas›d›r. Söz konusu ihtiyaç evrimciler taraf›ndan "ev-
rimsel bask›" olarak nitelenir. (Örne¤in savanlar›n yüksek otlar› aras›n-
da aya¤a kalkma ihtiyac›, "evrimsel bir bask›"d›r.)
"Gerekli mutasyonlar›n kullan›ma haz›r oldu¤unu Lamarck'›n
yanl›fl
varsaymak" ise, sadece Darwinizm'e körü körüne
tezi bilimsel
inanmakla mümkün olabilir. Böylesine körü körüne olarak çürütül-
bir dogmatizme kap›lmayan herkes, "iflte öylesine hi- müfltür, ancak
buna ra¤men
kayeler"in bilimle ilgisi olmayan uydurmalar oldu¤u- hala kitlelerin
nu görecektir. zihnine ifllen-
meye çal›fl›l-
maktad›r.
Adnan Oktar 531