Page 534 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 534
Nitekim "iflte öylesine hika-
yeler"in içyüzünü art›k ev-
rimci bilim adamlar› da yük-
Mutasyon ürünü olan sek sesle ifade etmeye baflla-
sakat eller. m›fl durumdalar. Bunun yeni
bir örne¤i, New York Times'da
yay›nlanan tipik bir "iflte öy-
lesine hikaye" üzerine
Amerikan Do¤a Tarihi Mü-
zesi Antropoloji bölümü
baflkan› Ian Tattersall'un
yapt›¤› yorum oldu. New
York Times'da yay›nlanan
haberde, "‹nsanlar evrim sü-
recinde neden tüylerini yitir-
diler?" diye soruluyor ve bu-
na dair anlat›lan çeflitli avantajl›l›k senar-
yolar› aktar›l›yordu. Tattersall ise flöyle diyordu: "Tüy kayb›n›n avantajlar›na dair her türden fikir mevcut, ama
bunlar›n tümü 'iflte öylesine hikayeler'." 121
Ünlü Nature dergisinin bilim editörü ve evrim konusundaki pek çok makale ve kitab›n yazar› Henry
Gee, bir evrimci olmas›na ra¤men, bir organ›n kökenini onun yararlar›ndan bahsederek aç›klamaya çal›fl-
man›n ne kadar yanl›fl oldu¤unu 1999 bas›m› kitab›nda flöyle aç›kl›yordu:
... Burunlar›m›z gözlük tafl›mak için yap›lm›flt›r, dolay›s›yla gözlüklerimiz vard›r. Evet, evrimci biyologlar her-
hangi bir yap›y› onun mevcut yarar›ndan söz ederek aç›klamaya çal›flt›klar›nda bu mant›¤› kullanm›fl oluyor-
lar. Oysa söz konusu mevcut yarar, bize o yap›n›n nas›l evrildi¤i hatta o yap›n›n evrimsel tarihinin onun flekli-
ni ve özelliklerini etkileyip etkilemedi¤i konusunda hiçbir fley söylemez. 122
Bu aç›klamalar çok önemlidir. Çünkü muhtemelen bundan sonra da baflta bir k›s›m medya olmak üze-
re evrimci kaynaklarda "iflte öylesine hikayeler"e rastlayabilirsiniz. Bunlar›n hiçbir kan›t› olmayan içi bofl
masallar oldu¤una dikkat etmek gerekir. Bu hikayelerin oluflturulmas›nda hep ayn› yöntem izlenir. Önce
bir canl›ya ait bir özelli¤in avantajl› yönü veya yönleri tarif edilir. Sonra bu avantaj›n nas›l evrimleflmifl
olabilece¤ine dair bir senaryo uydurulur. Elbette bu flekilde üretilecek evrimci tezlerin pratikte bir s›n›r›
yoktur. "Filin hortumu yerden yiyecek toplamada avantaj sa¤lar o halde filin hortumu yerden yiyecek
toplamak için evrimleflmifltir" veya "zürafan›n boynu yüksekteki dallara ulaflmas›n› mümkün k›lar o hal-
de zürafan›n boynu yüksekteki yapraklara uzanmak için evrimleflmifltir" gibi… Bunlara inanmak, do¤a-
da canl›lar›n her ihtiyac›n› karfl›layan bir "sihirli evrim de¤ne¤i" oldu¤una inanmakt›r. Yani hurafeye
inanmakt›r.
Bu hurafenin içyüzü ise her geçen gün biraz daha ortaya ç›kmaktad›r.
Bölüm bafl›ndan bu yana incelediklerimize bakarak diyebiliriz ki; "Türlerin Kökeni"nin rastlant›sal bir
evrim süreci oldu¤u iddias›, Darwin'in 19. yüzy›l›n ilkel bilim düzeyi içinde yapt›¤› yanl›fl ç›kar›mlar›n bir
sonucudur. 20. yüzy›l boyunca yap›lan tüm gözlem ve deneyler, do¤ada yeni türler ve daha üst kategori-
ler üreten bir mekanizma olmad›¤›n› göstermifltir.
Bilim, Darwinist yan›lg›y› y›km›flt›r. Ve türlerin gerçek kökeninin yarat›l›fl oldu¤u, tüm canl›lar› üstün
ilim sahibi Yüce Allah'›n yaratt›¤› gerçe¤i a盤a ç›km›flt›r.
532 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3