Page 325 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 325
328 LEM’ALAR
bir meziyeti var. Tazeliği haysiyetiyle başka bir Letafeti, bir Taraveti, bir
Lezzeti var ki; gaflet perdesi altında mürur-u zamanla gizlenir, azalır,
perdelenir. Zât-ı Muhammediye (A.S.M.) ise, onları Menba-ı Hakikîsinden
(Zât-ı Akdes'ten) turfanda, taze olarak, fevkalâde istidadıyla almış, emmiş,
massetmiş. Bu Sırra binaen O Zât; bir tek Tesbihten, başkasının bir sene
İbadeti kadar Feyiz alabilir.
İşte bu nokta-i nazardan Zât-ı Muhammediye Aleyhissalâtü Ves-
selâm'ın, haddi ve nihayeti olmayan Meratib-i Kemalâtta ne derece terakki
ettiğini kıyas et.
Ü ç ü n c ü s ü : Bu Kâinatın Hâlıkı, bu Kâinattaki bütün
makasıdının en ehemmiyetli medarı nev-i insan olduğundan ve bütün
Hitabat-ı Sübhaniyenin en anlayışlı bir Muhatabı nev-i beşer olduğundan; o
nev-i beşer içinde en meşhur, en namdar ve âsârıyla ve icraatıyla en
mükemmel, en muhteşem Ferd olan Zât-ı Muhammediyeyi (A.S.M.) o nev'
namına, belki umum Kâinat hesabına kendine Muhatab eden Zât-ı Ferd-i
Zülcelal, elbette Onu hadsiz Kemalâtta hadsiz Feyzine mazhar etmiştir.
İşte bu üç Nokta gibi çok Noktalar var. Kat'î bir surette isbat ederler
ki; Şahsiyet-i Maneviye-i Muhammediye (A.S.M.), Kâinatın manevî bir
Güneşi olduğu gibi, bu Kâinat denilen Kur'an-ı Kebir'in Âyet-i Kübrası ve o
Furkan-ı A'zam'ın İsm-i A'zamı ve İsm-i Ferd'in Cilve-i A'zamının bir
Âyinesidir. Kâinatın umum zerratının umum zamanlarındaki umum
dakikalarının bütün âşirelerine darbedilip, hasıl-ı darb adedince o Zât-ı
Ahmediyeye Salât ü Selâm, nihayetsiz Hazine-i Rahmetinden inmesini, Zât-ı
Ferd-i Ehad-i Samed'den niyaz ediyoruz!..
ى
مي ۪ كح ا ْل مي۪لع ْلا ت نَا كنا ى م ت ن اا َ َ ْ َ َ ام َلع َلا ى اانَل مْلع َل ك ناحبس
ْ َ َ
َ
ُ
َ
َ
َ َ
ُ
َ
َ َ ْ ُ
* * *