Page 328 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 328
OTUZUNCU LEM’A 331
Muhyî'ye karşı Şükür ve İbadet ve Hamd ve Muhabbettir ki; bu Şükür ve
Muhabbet ve Hamd ve İbadet ise; Hayatın Meyvesi olduğu gibi, Kâinatın
Gayesidir. Ve bundan anla ki; bu Hayatın Gayesini "rahatça yaşamak ve
gafletli lezzetlenmek ve heveskârane nimetlenmektir" diyenler, gayet
çirkin bir cehaletle; münkirane, belki de kâfirane, bu pek çok kıymetdar olan
Hayat Nimetini ve Şuur Hediyesini ve Akıl İhsanını istihfaf ve tahkir edip,
dehşetli bir küfran-ı nimet ederler.
İ k i n c i R e m i z : İsm-i Hayy'ın bir Cilve-i A'zamı ve İsm-i
Muhyî'nin bir Tecelli-i Eltafı olan bu Hayatın Birinci Remiz'deki fihristesi
zikredilen bütün mertebeleri ve vasıfları ve vazifeleri beyan etmek, o vasıflar
adedince Risaleler yazmak lâzım geldiğinden, Risale-i Nur'un Eczalarında o
vasıfların, o mertebelerin, o vazifelerin bir kısmı izah edildiğinden, kısmen
tafsilatı Risale-i Nur'a havale edip, burada birkaç tanesine muhtasaran işaret
edeceğiz.
İşte, Hayatın yirmidokuz hâssalarından yirmiüçüncü hâssasında şöy-
le denilmiştir ki: Hayatın iki yüzü de şeffaf, kirsiz olduğundan, esbab-ı
zahiriye, ondaki Tasarrufat-ı Kudret-i Rabbaniyeye perde edilmemiştir. Evet
bu hassanın Sırrı şudur ki; Kâinatta gerçi herşeyde bir güzellik ve iyilik ve
Hayır vardır; ve şerr ve çirkinlik gayet cüz'îdir ve vâhid-i kıyasîdirler ki,
güzellik ve İyilik Mertebelerini ve Hakikatlarının tekessürünü ve taaddüdünü
göstermek cihetiyle, o şerr ise Hayır ve o kubh dahi Hüsün olur. Fakat
zîşuurların nazar-ı zahirîsinde görünen zahirî çirkinlik ve fenalık ve bela ve
musibetten gelen küsmekler ve şekvalar Zât-ı Hayy-ı Kayyûm'a teveccüh
etmemek için; hem Aklın zahirî nazarında habis, pis görünen şeylerde, Kudsî
Münezzeh olan Kudretin bizzât ve perdesiz onlar ile mübaşereti, Kudretin
İzzetine münafî gelmemek için, zahirî esbablar O Kudretin Tasarrufatına
perde edilmişler. O esbab ise; İcad edemiyorlar.. belki haksız olan şekvalara
ve itirazlara hedef olmak ve İzzet ve Kudsiyet ve Münezzehiyet-i Kudreti
muhafaza içindirler. Yirmiikinci Söz'ün İkinci Makamının Mukaddemesinde
beyan edildiği gibi; Hazret-i Azrail (A.S.), Kabz-ı Ervah Vazifesi hususunda
Cenab-ı Hakk'a Münacat etmiş. Demiş: "Senin Kulların benden küsecekler."
Cevaben ona denilmiş: "Senin Vazifen ile vefat edenlerin ortasında hasta-
lıklar ve musibetler perdesini bırakacağım; vefat edenler sana değil, belki
itiraz ve şekva oklarını o perdelere atacaklar." Bu Münacatın Sırrına göre;
ölümün ve vefatın Ehl-i İman hakkında hakikî güzel yüzünü görmeyen ve
ondaki Rahmetin Cilvesini bilmeyenlerin küsmeleri ve itirazları Zât-ı Hayy-ı
Kayyûm'a gitmemek için Hazret-i Azrail'in (A.S.) Vazifesi de bir perde
olduğu gibi, sair esbablar dahi zahirî perdedirler. Evet İzzet-i Azamet ister
ki, esbab Perdedar-ı Dest-i Kudret ola Aklın nazarında.. fakat Vahdet
ve