Page 341 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 341

344                                                                                                                           LEM’ALAR


           tavrı ve en ziyade mekâna yayılmış olan hadsiz, kesretli bir maddî madde
           olan Esîr ve zerrat gibi şeylere vermek.. ve onlara ezeliyet isnad etmek.. ve
           onları  ezelî  tasavvur  etmek..  ve  kısmen  Âsâr-ı  İlahiyenin  onlardan  neş'et
           ettiğini  tevehhüm  etmek,  ne  kadar  hilaf-ı  Hakikat  ve  vakıa  muhalif  ve
           Akıldan uzak ve bâtıl bir fikir olduğu, Risale-i Nur'un müteaddid cüz'lerinde
           kat'î Bürhanlarla gösterilmiştir.

                  İ k i n c i    Ş u a : "İki Mes'ele"dir.

                  Birinci Mes'ele: İsm-i Kayyûm'un bir Cilve-i A'zamına işaret eden

                                                   ى
                             ى ى
                                    ى
                                                                     ى
                                                                             َ   ْات
               دي ۪   ل اقم  هَل  ۞      ي   ت   ه  ا  َ َ   صان ى    ب  ذخٰا وه   ى      ا   َل  ٍ   ةبااد  نم  َ  ۞   ام     مو َ   ْ      و   َل     ن    ةنس    هُذ      خ  َ ُ ُ   ل
            ُ
                َ
                                                  ْ َ
                                                                    َ َ
                   ُ َ
                                              َ
                               َ
                                       َ ُ
                                              ى
                                     ى
                                      ض   رل  َ     و   ْا    تا  ومس  ا ل
                                        َ
                                                 َ ٰ َ
                                       ْ
           gibi Âyetlerin işaret ettiği Hakikat-ı A'zamın bir vechi şudur ki: Şu Kâinat-
           taki ecram-ı semaviyenin kıyamları, devamları, bekaları; Sırr-ı Kayyûmiyet-
           le  bağlıdır.  Eğer  O  Cilve-i  Kayyûmiyet  bir  dakikada  yüzünü  çevirse,  bir
           kısmı  Küre-i  Arz'dan  bin  defa  büyük  milyonlarla  küreler,  feza-yı  gayr-ı
           mütenahî  boşluğunda  dağılacak,  birbirine  çarpacak,  ademe  dökülecekler.
           Nasılki  meselâ:  Havada  -tayyareler  yerinde-  binler  muhteşem  kasırları
           Kemal-i İntizamla durdurup seyahat ettiren bir Zâtın Kayyûmiyet İktidarı, o
           havadaki sarayların sebat ve nizam ve devamları ile ölçülür.. öyle de: O Zât-ı
           Kayyûm-u  Zülcelal'in  madde-i  esîriye  içinde  hadsiz  Ecram-ı  Semaviyeye
           nihayet derecede  İntizam ve Mizan  içinde  Sırr-ı  Kayyûmiyetle bir  Kıyam,
           bir  Beka,  bir  Devam  vererek,  bazısı  Küre-i  Arz'dan  bin  ve  bir  kısmı  bir
           milyon  defa büyük  milyonlarla  azîm  küreleri direksiz,  istinadsız,  boşlukta
           durdurmakla beraber, herbirini bir Vazife ile tavzif edip gayet muhteşem bir
           ordu şeklinde "Emr-i  نوُك   يف ن   ُك "den gelen Fermanlara Kemal-i İnkıyadla
                               ُ
                                   َ َ ْ
           itaat ettirmesi, İsm-i Kayyûm'un a'zamî Cilvesine bir ölçü olduğu gibi, herbir
           mevcudun zerreleri dahi, yıldızlar gibi Sırr-ı Kayyûmiyetle kaim ve O Sır ile
           Beka ve  Devam ediyorlar.  Evet  bir zîhayatın  cesedindeki zerrelerin herbir
           âzaya mahsus bir heyet ile küme küme toplanıp dağılmadıkları ve sel gibi
           akan unsurların fırtınaları içinde vaziyetlerini muhafaza edip dağılmamaları
           ve  muntazaman  durmaları,  bilbedahe  kendi  kendilerinden  olmayıp,  belki
           Sırr-ı  Kayyûmiyetle  olduğundan;  herbir  cesed  muntazam  bir  tabur,  herbir
           nevi  muntazam  bir ordu hükmünde olarak bütün  zîhayat  ve  mürekkebatın
           zemin yüzünde ve yıldızların feza Âleminde durmaları ve gezmeleri gibi, bu
           zerreler dahi hadsiz dilleriyle Sırr-ı Kayyûmiyeti ilân ederler...
   336   337   338   339   340   341   342   343   344   345   346