Page 340 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 340

OTUZUNCU  LEM’A                                                                                                          343


          bir Sahife-i İcraatı ve Emirlerinin bir Vasıta-i Nakliyatı ve zaîf bir Perde-i
          Tasarrufatı ve latif bir Midad (mürekkeb)-ı Kitabeti ve en nazenin bir Hulle-i
          İcadatı  ve  bir  Maye-i  Masnuatı  ve  bir  Mezraa-i  Hububatı  olan  "Esîr"
          maddesini,  Cilve-i  Rububiyetine  âyinedarlık  ettiği  için  masdar  ve  fâil
          tevehhüm etmişler. Bu acib cehalet, hadsiz muhalleri istilzam ediyor. Çünki
          Esîr maddesi, maddiyyunları boğduran zerrat maddesinden daha latif ve eski
          hükemanın  saplandığı heyula  fihristesinden daha kesif, ihtiyarsız,  şuursuz,
          camid bir maddedir. Bu hadsiz bir surette tecezzi ve inkısam eden ve nâkillik
          ve infial hassasıyla ve Vazifesiyle teçhiz edilen bu maddeye, belki o madde-
          nin  zerreden  çok  derece  daha  küçük  olan  zerrelerine;  herşeyde  herşeyi
          görecek,  bilecek,  idare  edecek  bir  ihtiyar  ve  bir  iktidar  ile  vücud  bulan
          fiilleri, eserleri isnad etmek, Esîrin zerreleri adedince yanlıştır. Evet mevcu-
          datta görünen Fiil-i İcad öyle bir keyfiyettedir ki; herşeyde, hususan zîhayat
          olsa, ekser eşyayı ve belki umum Kâinatı görecek, bilecek ve Kâinata karşı o
          zîhayatın  münasebatını  tanıyacak,  temin  edecek  bir  İktidar  ve  İhtiyardan
          geldiğini  gösteriyor  ki,  maddî  ve  ihatasız  olan  esbabın  hiçbir  cihetle  Fiili
          olmaz.  Evet  -Sırr-ı  Kayyûmiyetle-  cüz'î  bir  Fiil-i  İcadî, doğrudan doğruya
          bütün Kâinat Hâlıkının Fiili olduğuna delalet eden bir Sırr-ı A'zamı taşıyor.
          Evet  meselâ  bir  arının  İcadına  teveccüh  eden  bir  Fiil,  iki  cihetle  Hâlık-ı
          Kâinat'a hususiyetini gösteriyor.

                 Birincisi:  O  arının  bütün emsalinin  bütün zeminde, aynı  zamanda
          aynı Fiile mazhariyetleri gösteriyor ki: Bu cüz'î ve hususî Fiil ise, ihatalı rûy-
          i zemini kaplamış bir Fiilin bir ucudur. Öyle ise; o büyük Fiilin Fâili ve o
          Fiilin Sahibi kim ise, o cüz'î Fiil dahi Onundur.

                 İkinci  Cihet:  Bu  hazır  arının  Hilkatine  teveccüh  eden  Fiilin  Fâili
          olmak  için,  o  arının  şerait-i  hayatiyesini  ve  cihazatını  ve  Kâinatla
          münasebatını temin edecek ve bilecek kadar pek büyük bir iktidar ve ihtiyar
          lâzım geldiğinden, o cüz'î Fiili yapan Zâtın, ekser Kâinata hükmü geçmekle
          ancak o Fiili öyle mükemmel yapabilir.

                 Demek  en  cüz'î  Fiil,  iki  cihetle  Hâlık-ı  Külli  Şey'e  has  olduğunu
          gösterir.

                 En ziyade cây-ı dikkat ve cây-ı hayret şudur ki: Vücudun en kuvvetli
          mertebesi olan "Vücub"un ve Vücudun en sebatlı derecesi olan "Madde-
          den  Tecerrüd"ün  ve  Vücudun  zevalden  en  uzak  tavrı  olan  "Mekândan
          Münezzehiyet"in  ve  Vücudun  en  sağlam  ve  tegayyürden  ve  ademden  en
          mukaddes  sıfatı olan  "Vahdet"in  Sahibi olan  Zât-ı  Vâcib-ül  Vücud'un  en
          has  Hâssası ve Lâzım-ı  Zâtîsi olan  Ezeliyeti  ve  Sermediyeti;  Vücudun  en
          zaîf   mertebesi   ve   en   incecik   derecesi   ve   en  mütegayyir,  mütehavvil
   335   336   337   338   339   340   341   342   343   344   345