Page 244 - Gizli El Bosna'da
P. 244

242                     'G‹ZL‹ EL' BOSNA'DA


             iki kültür çat›flma halindedir. Bat›’n›n emperyalizm, ahlaki dejenerasyon, des-
             potizm gibi olumsuz özelliklerinin kayna¤› ise, söz konusu ateist unsurdur.
                  19. yüzy›ldan bugüne yaflanan tecrübeler (iki dünya savafl› ve dünyan›n
             çeflitli bölgelerinde dinmek bilmeyen çat›flmalar) göstermektedir ki, Bat›n›n
             din d›fl› kültürünün iddia etti¤i gibi insan› insan yapan fleyler, yaln›zca maddi
             zenginlik ve geliflmifllik de¤ildir. Bunlardan daha da önemli olan ve Bat›daki
             seküler düzen taraf›ndan göz ard› edilen de¤erler vard›r. Bu de¤erler, gerçek
             kaynaklar› olan dinden al›nmaz da yapay bir biçimde oluflturulmaya çal›fl›l›r-
             sa, büyük bir "doku uyuflmazl›¤›" oluflur ve sonuçta büyük bir hastal›k geliflir.
             Nitekim bu durum bizzat Bat› taraf›ndan da fark edilmifltir. Yak›n zamanda
             Bat›da da zihniyet de¤iflikli¤i olmufl ve seküler kültürün toplumlar› y›k›ma
             u¤ratt›¤› anlafl›larak dine yönelifl süreci bafllam›flt›r. (Detayl› bilgi için bkz. Ha-
             run Yahya, Bat› Dünyas› Allah’a Yöneliyor, Kültür Yay›nc›l›k, 2001)
                  Bosna, iflte bu gerçe¤i gözler önüne sermekte, Bat› kültürünün—daha
             do¤rusu, onun temsilcisi oldu¤u seküler düzenin—içinde çok büyük bir has-
             tal›k oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Hastal›k, salt Bat›n›n kendisinden kaynak-
             lanan bir hastal›k da de¤il, tüm insano¤lunu tehdit eden bir hastal›kt›r. Bat›, o
             hastal›¤a bo¤az›na kadar batt›¤› için, ›srarla içinden eli kanl› katiller ve iflah
             olmaz barbarlar ç›karmaktad›r.
                  Dolay›s›yla, o hastal›¤›n teflhisi, tüm insanl›k için de tedavi edici olacakt›r.


                  Bat›'n›n Hikayesi

                  ‹lk yapmam›z gereken, Bat› medeniyetini bugünkü seküler düzenine
             ulaflt›ran ve Ortaça¤'›n sonundan 19. yüzy›la kadar uzanan de¤iflim sürecine
             göz atmakt›r.
                  Ortaça¤  Avrupas›’ndaki toplumun felsefi dayanaklar› bugünkünden
             çok daha farkl›yd›. Avrupa, Kilise'nin a¤›r otoritesinin alt›ndayd›, taassub tüm
             zihinlere hakimdi. Bu skolastik dinin ise, Hz. ‹sa'n›n getirdi¤i din ile pek çok
             çeliflkisi vard›. ‹ncil'de, "düflmanlar›n›z› sevin" ya da "bir yana¤›n›za vurulur-
             sa, ötekini çevirin" gibi mesajlar vard›, ama Ortaça¤'›n H›ristiyanlar›, az önce
             sözünü etti¤imiz I. Richard ve di¤er Haçl› ordular› gibi, korkunç vahfletler uy-
             gulayabiliyorlard›. K›sacas›, Avrupa, özellikle o dönemde büyük bir medeni-
             yet kurmufl olan ‹slam dünyas›na k›yasla, ilkel ve barbard›.
                  Sonra de¤iflim bafllad›. Önce hümanizm geldi, Kilise öncesi kaynakla-
             r›n, eski Yunan ve Roma kaynaklar›n›n okunmas›na giriflildi. Bunu, söz konu-
             su kaynaklar› sanat ve bilime yans›tan Rönesans izledi. Ard›ndan gelen Re-
             form ve onun do¤urdu¤u "Protestan ahlak", hem Kilise'nin siyasi otoritesine
             sekte vurdu, hem de kapitalist ekonominin geliflimi için gerekli olan zihinsel
   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249