Page 283 - Risale-i Nur - Sözler
P. 283

YİRMİİKİNCİ  SÖZ – BİRİNCİ  MAKAM                                                                          285


           Onun hesabına çalışır. Herşey Ona bir emirber nefer hükmündedir. Herşey
           Onun Kuvvetiyle döner. Herşey Onun Emriyle hareket eder. Herşey Onun
           Hikmetiyle  tanzim  olur. Herşey  Onun  Keremiyle  muavenet eder.  Herşey
           Onun Merhametiyle başkasının imdadına koşar, yani koşturulur. Ey arka-
           daş! Haddin varsa buna karşı bir söz söyle!

                                      SEKİZİNCİ BÜRHAN

              Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş! Şu saray-ı
           muhteşemin Sahibini tanımak istemiyorsun! Halbuki herşey Onu gösteri-
           yor, Ona işaret ediyor, Ona şehadet ediyor. Bütün bu şeylerin şehadetini
           nasıl  tekzib  ediyorsun!  Öyle  ise,  bu  sarayı  da  inkâr  et  ve  "Âlem  yok,
           memleket yok" de ve kendini de inkâr et, ortadan çık. Yahut Aklını başına
           al, beni dinle! İşte bak: Şu saray içinde bulunan ve memleketi ihata eden
           yeknesak  unsurlar,  madenler  var  (Haşiye-14).  Âdeta  memleketten  çıkan
           herşey,  o  maddelerden  yapılıyor.  Demek  o  maddeler  kimin  mülkü  ise,
           bütün  ondan  yapılan  şeyler  de  Onundur.  Tarla  kimin  ise,  mahsulât  da
           Onundur. Deniz kimin ise, içindekiler de Onundur. Hem bak, bu dokunan
           şeyler,  bu  nescolunan  münakkaş  kumaşlar,birtek  maddeden  yapılıyor.  O
           maddeyi getiren, ihzar eden ve ip haline getiren, elbette bilbedahe birdir.
           Çünki o iş, iştirak kabul etmez. Öyle ise bütün nescolunan san'atlı şeyler,
           Ona  mahsustur.  Hem  de  bak,  bu  dokunan,  yapılan  şeylerin  herbir  cinsi,
           bütün memleketin her tarafında bulunuyor; bütün ebna-yı cinsleriyle öyle
           intişar  etmiş;  beraber  olarak  birbiri  içinde,  bir  tarzda,  bir anda  yapılıyor,
           nescediliyor.  Demek  bir  tek  Zâtın  işidir,  bir  tek  Emirle  hareket  ediyor.
           Yoksa  böyle  bir  anda,  bir  tarzda,  bir  keyfiyette,  bir  heyette  ittifak  ve
           muvafakat, muhaldir. Öyle ise bu san'atlı şeylerin herbirisi, o gizli Zâtın bir
           ilânnamesi hükmünde, Onu gösteriyor. Güya herbir çiçekli kumaş, herbir
           san'atlı makine, herbir tatlı lokma, o mu'ciznüma Zâtın birer Sikkesi, birer
           Hâtemi, birer Nişanı, birer Turrası hükmünde; lisan-ı hal ile herbirisi der:
           "Ben  kimin  san'atıyım,  bulunduğum  sandıklar  ve  dükkânlar  da  Onun
           Mülküdür." Ve herbir nakış der: "Beni kim dokudu ise, bulunduğum top da
           Onun dokumasıdır." Herbir tatlı lokma der: "Beni kim yapıyor, pişiriyorsa
           bulunduğum kazan dahi Onundur." Herbir makine der: "Beni kim yapmış
           ise,  memlekette  intişar  eden  bütün  emsalimi  de  O  yapıyor  ve  bütün
           memleketin her tarafında
              ------------------
              (Haşiye-14): Unsurlar, madenler ise pek çok muntazam Vazifeleri bulunan ve İzn-
           i Rabbanî ile her muhtacın imdadına koşan ve Emr-i İlahî ile herbir yere giren, meded
           veren ve hayatın levazımatını yetiştiren ve Zîhayatı emziren ve Masnuat-ı İlahiyenin
           nescine, nakşına menşe ve müvellid ve beşik olan hava, su, ziya, toprak unsurlarına
           işarettir.
   278   279   280   281   282   283   284   285   286   287   288