Page 397 - Risale-i Nur - Sözler
P. 397
YİRMİBEŞİNCİ SÖZ 399
Hem kâh olur ki, bir Kelimenin içine sarihan, işareten, remzen, imaen
bir Davanın çok Bürhanlarını derceder. Meselâ:
ِ
ِ
َ منكن ِ ا َ وْل ا َ وَ َ َ مكت ن َ س َ ن ِ ِ َ ْل ا َف ِ ْ َ َ و ا َ خ َ ت َ لا َ ِ ضر ْ َ َ و َ ْا َ لا َ تاو َ م َسل َ ا َ قْلخ ِ ۪ َ ىاَ َ ي ا َ ت َ ه َ َ نم َ و
ن
ْ
ْ
ن
َّ ى
ْ
de Âyât ve Delail-i Vahdaniyet silsilesini teşkil eden Silsile-i Hilkat-ı
Kâinatın mebde' ve müntehasını zikr ile o ikinci silsileyi gösterir, birinci
silsileyi okutturuyor. Evet bir Sâni'-i Hakîm'e şehadet eden Sahaif-i Âlemin
birinci derecesi, Semâvat ve Arzın Asl-ı Hilkatleridir. Sonra gökleri
yıldızlarla tezyin ile zeminin Zîhayatlarla şenlendirilmesi, sonra Güneş ve
Ay'ın teshiriyle mevsimlerin değişmesi, sonra gece ve gündüzün ihtilaf ve
deveranı içindeki Silsile-i Şuûnattır. Daha gele gele tâ kesretin en ziyade
intişar ettiği mahal olan sîmaların ve seslerin hususiyetlerine ve imtiyaz-
larına ve teşahhuslarına kadar... Mâdem ki en ziyade İntizamdan uzak ve
tesadüfün karışmasına maruz olan ferdlerin sîmalarındaki teşahhusatta
hayret verici bir İntizam-ı Hakîmane bulunsa, üzerinde gayet san'atkâr bir
hakîmin kalemi işlediği gösterilse, elbette İntizamları zahir olan sair
sahifeler kendi kendine anlaşılır, nakkaşını gösterir. Hem mâdem koca
Semâvat ve arzın Asl-ı Hilkatinde Eser-i San'at ve Hikmet görünüyor.
Elbette Kâinat sarayının binasında temel taşı olarak gökleri ve zemini
Hikmetle koyan bir Sâniin sair eczalarında eser-i san'atı, Nakş-ı Hikmeti
pekçok zahirdir. İşte şu Âyet, hafîyi izhar, zahirîyi ihfa ederek gayet güzel
bir Îcaz yapmış. Elhak: َنوسمت َ َ يح َ ِ ِ َ لِلّا َ َ ناحبسف den tut, tâ
ه
ْ ن
ْ ن
ن
ِ
ِ
َ
م
ي ۪ كح ي َز ا َ ْل َ ۪زعْلا َوهوَ ِ ضر ْ َ لاْا َ وَتاوم َ سلا َ َ فَ َ َ ع ى لٰ ْ َ لاْاَ َ م َ ث ل ن َ ْلاَ َ و َ ل َ ه e kadar altı defa
ن
ن
ن
َّ ى
ن
ِ
۪ ِ
َهت اي َ ىاَ َ ن َ مو َ َ ڬ ِ ۪ َ ىاَ َ ي ا َ ت ه ِ َ و َ م ن ile başlayan Silsile-i Berahin, bir Silsile-i
ْ
ْ
Cevahirdir, bir Silsile-i Nurdur, bir Silsile-i İ’cazdır, bir Silsile-i Îcaz-ı
İ’cazîdir. Kalb istiyor ki, şu definelerde gizli olan elmasları göstereyim.
Fakat ne yapayım makam kaldırmıyor. Başka vakte talik edip, o kapıyı
şimdi açmıyorum.
ِ
ِ
Hem meselâ: َ ۪ ديَق ِّ ن َ صلا َا َيُّ ا َ َ فسو ن ن ڬ َ َ ي َ ِ نو َ نلس َ ف َ ر ا
ْ
ه
ن
ِّ
ف
َس َ نل و َ ِ ن ِ َ ف َ ر ا Kelâmıyla َسوي Kelimesi ortalarında şunlar var:
َ
ن
ن ن
ْ