Page 394 - Risale-i Nur - Sözler
P. 394
396 SÖZLER
Müçtehidlerin me'hazlerini, bütün Âriflerin mezâklarını, bütün Vâsılların
meşreblerini, bütün Kâmillerin mesleklerini, bütün Muhakkiklerin mezheb-
lerini; mânasının hazinesinden İhsan etmekle beraber, daima Onlara Reh-
ber ve terakkiyatlarında her vakit Onlara Mürşid olup, o Tükenmez Hazine-
sinden Onların yollarına Neşr-i Envâr ettiği bütün Onlarca musaddaktır ve
müttefek-un aleyhtir.
Üçüncü Lem'a: İlmindeki Câmiiyet-i Hârikadır. Evet Kur'an, Şeriatın
müteaddid ve çok İlimlerini, Hakikatın mütenevvi ve kesretli İlimlerini,
Tarîkatın muhtelif ve hadsiz İlimlerini, kendi İlminin denizinden akıttığı
gibi, daire-i mümkinatın hakikî Hikmetini ve Daire-i Vücubun Ulûm-u
Hakikiyesini ve Daire-i Âhiretin Maarif-i Gamızasını, o denizinden munta-
zaman ve kesretle akıtıyor. Şu Lem'aya misâl getirilse, bir cild yazmak
lâzım gelir. Öyle ise, yalnız nümune olarak şu yirmibeş aded Sözleri
gösteriyoruz. Evet, bütün yirmibeş aded Sözler'in doğru Hakikatleri, Kur'a-
nın Bahr-i İlminden ancak yirmibeş katredir. O Sözler'de kusur varsa,
benim fehm-i kasırıma aid’dir.
Dördüncü Lem'a: Mebahisindeki Câmiiyet-i Hârikadır. Evet, İnsan ve
İnsanın Vazifesi, Kâinat ve Hâlık-ı Kâinat'ın, Arz ve Semâvatın, dünya ve
Âhiretin, mazi ve müstakbelin, Ezel ve Ebedin mebahis-i külliyelerini
cem'etmekle beraber nutfeden halketmek, tâ kabre girinceye kadar; yemek,
yatmak âdâbından tut, tâ Kaza ve Kader mebhaslerine kadar; altı gün Hil-
kat-i Âlemden tut tâ َت ِ ايِرا َ َّذل َ َ َ او َ ت َ لاس َ و َ ْلا َ م َ ر ن ْ Kasemleriyle işaret olunan
ِ
rüzgârların esmesindeki vazifelerine kadar;
۪
َ هب َ َ و َ ْلق ِ ِ َ ءرم اَ َ ْل َ يبَل و ن ڬ َ َ حي َلِلّاَء ى ايَ ْ ىَ َ ن ا َ َ َّلاا ِ َنء و ى ا َ تَا َ و َ م
ْ ن
ْ
ن
ن ه
İşaratıyla , İnsanın Kalbine ve iradesine müdahalesinden tut , tâ
۪
َهني ِ ِ َ مي َ َ ِ ب َ تاي َ ِوْط َ مَت َ و ا َ مس َ و لا yâni, bütün Semâvatı bir Kabzasında tut-
ٌ َّ
ى َّ ن
masına kadar; ٍَ بانع او َ ليخ َ ن ۪ َن ِ ٍ َّ َ اهي ۪ َا َ ف َ نْل َ عجو zeminin çiçek ve üzüm
َ مَتانج
ٍ َ
ْ
ْ
ِ
ve hurmasından tut, tâ َ لاَها َ َ ِز َ ْل َ ز َ ض َ ر لاْا َ َ ت ل َ َ ْلز َ ِز ن ِ َ ا اذ ile ifade ettiği Hakikat-ı
ْ ن
Acibeye kadar; ve Semanın َخدَاَن ٌ َ ه ن ِ ِ َ ء َ َ و َ ى ام َ سل اَلَ ِ َ ىو ى َ َ ا َ تسا َ مث َ
َّ ن
ى
َّ
ْ