Page 205 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 205

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       207


           Velcemaat'in  Allâmeleri  demişler:  "Gerçi  Yezid  ve  Velid,  zalim  ve
           gaddar  ve  fâcirdirler;  fakat  sekeratta  İmansız  gittikleri  gaybîdir.
           Ve kat'î bir derecede  bilinmediği için, o şahısların  nass-ı  kat'î  ve
           delil-i  kat'î  bulunmadığı  vakit,  İmanla  gitmesi  ihtimali  ve  tövbe
           etmek  ihtimali  olduğundan,  öyle hususî şahsa lanet edilmez. Belki
                           ِ
               ِ


              نقف ان ُ َ    ْلا   م  َ     و  ًيمل اَّظلا   َ لع   ِ   للّا  ةنعَل gibi  umumî  bir  ünvan  ile lanet
                                      ٰ َ
                                         ُ َ ْ
            َ
           caiz  olabilir.  Yoksa  zararlı,  lüzumsuzdur."  diye  “Sa'deddin-i
           Taftazanî”ye  mukabele  etmişler.  Senin  müdakkikane  ve  âlimane
           Mektubuna karşı  uzun  cevab  yazmadığımın sebebi; hem  ehemmiyetli
           hastalığım  ve  ehemmiyetli  meşgalelerim  içinde  acele  bu  kadar
           yazabildim.
                                                                  ِ
                                                                           ِ
                                                                  قِابْلا    وه قِابْلَا
                                                                   َ
                                                                             َ
                                                                       َ ُ
                                                                                                    Said  Nursî
                                          *  *  *

                  Aziz, Sıddık  Kardeşlerim!
                  Evvelâ:  Cennet-ül  Firdevs'in  meyveleri  ve  Medreset-üz
           Zehra'nın  heyet-i  fa'alesinin  Sahaif-i  Amelleri  ve  Defter-i  Haseneleri
           olan “Zülfikar” ve arkadaşlarını, Selâmetle cuma gecesi serçe kuşunun
           verdiği  müjdeden  iki  saat sonra kemal-i sürur ile aldık. Sizlere onların

                                      ِ
           harfleri   adedince     ِنير    لا   َّد    فِ للّا مُك  َ َ ُ  ْ    و      َا   س   ع   د    للّا    م      ُكقف  ُ ٰ َ َ ُ ٰ َ    َ ك   ا   للّ     و َّ    راب   deyip
                                       ُ ٰ
                               ْ َ
                                                                      َ َ
                                                     ُ
           Ruh  u  Canımızla  sizi  tebrik  ettiğimiz  gibi,  bu  memleketi  de  tebrik
           ederiz. Ve “Zülfikar”ın zuhurunun mukaddemeleri başlaması ile Din
           lehinde kuvvetli cereyanların ve aleyhindeki tecavüzün durması ve bir
           kısmı  rücu  edip  eski  hatiatın  tamirine  çalışması işaretiyle, şimdi bil-
                                              ِ
           fiil tezahür ve neşrolması,      ء آَّش    نا   memleket için İslâmiyet cihetinde

                                    للّ
                                      ا
                                             ْ َ
                                        َ ٰ
                                    ُ
           büyük  bir  faidesi  olacak ve zulmetleri dağıtacak işaretini veriyor.

                  Evet şimalden gelen küfr-ü mutlak cereyanını durduracak,
           yalnız Risale-i Nur'dur. Siyaset, diplomatlık, bu Vazifeyi göremez.
           Onun  için,  vatanperver  ve  milliyetçi  ve  siyasetçiler,  Nurlara
           sarılmağa mecburiyet var. O “Zülfikar”ın zuhura gelmesi için çalı-
           şanların   Şahs-ı Manevîsinin,  belki  herbirisinin  Kıyametteki  Defter-i
   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210