Page 131 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 131

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                    133

           mesafeden  gelip,  hiç  yazı  yazmadığı  halde,  on  gün  zarfında  Risale-i
           Nur'u yazmağa muvaffak olması, Risale-i Nur'un bir Kerameti olduğu
           gibi, Medrese-i Nuriye'nin de hârika bir çiçeğidir deniliyor.

                  Evet biz de deriz ki: Maddî bir kışta güzel çiçeklerin açılması,
           bir Hârika-i Kudret olduğu gibi; bu asrın manevî ve dehşetli kışında,
           Sava  Karyesinin,  yani  Sava  şeceresi  bin  güzel  çiçekler  ve  Cennet
           meyveleri  açması  ve  Isparta  memleket  bahçesi,  binler  Gül-ü
           Muhammedî  (A.S.M.)  çiçekleri  açması  (Haşiye);  elbette  hârika  bir
           Mu'cize-i  Rahmet  ve  bu  memlekete  hârika  bir  Keramet-i  İnayet-i
           Rabbaniye ve Risale-i Nur Talebelerine hârikulâde bir İkram-ı İlahîdir
           diye itikad edip, Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükrederiz.

                  Marangoz  Ahmed'in  Mektubunda,  Darıviran  Köyü'nün  eski
           zamanın  çalışkan  Talebelerini  andıran  fedakâr  Talebeler,  bizi  ve  eski
           zaman Talebelerini tahassürle yâd eden Medreseden yetişme, Risale-i
           Nur Talebelerine derin bir sürur verdi. Medrese-i Nuriye'nin hanımlar
           Talebeleri;  Evrad-ı  Kur'aniye  ile  Dualarıyla,  Evradlarıyla  çalışkan
           Kalemlere manevî yardımları çok güzeldir. Bu havalideki hanımlara da
           tam  bir  Ders  olur.  Cenab-ı  Hak  onlardan  ve  o  Medresenin  umum
           Talebelerinden ve Üstadlarından ebeden razı olsun.

                  Ahmed'in  rü'yası  çok  mübarek  ve  güzeldir.  Hazret-i  İsa'nın
           (A.S.) kuvvetli Sadâsını işitmek, İsevîlerden kuvvetli bir imdad Hizb-ül
           Kur'an'a iltihak etmeye işaret olabilir.

                  İkinci  Adam  ve  Mes'elesi:  Risale-i  Nur  Talebelerinden  bir
           genç Hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: "Bende unutkanlık
           hastalığı  tezayüd  ediyor,  ne  yapayım?"  Ben  de  dedim:  Mümkün
           oldukça  nâmahreme  nazar  etme.  Çünki  Rivayet  var.  İmam-ı  Şafiî'nin
           (R.A.) dediği gibi: Haram nazar, nisyan verir.

                  Evet  ehl-i  İslâmda,  nazar-ı  haram  ziyadeleştikçe,  hevesat-ı
           nefsaniye heyecana gelip, vücudunda sû'-i istimalât ile israfa girer.
           Haftada  birkaç  defa  gusle  mecbur  olur.  Ondan,  tıbben  kuvve-i
           hâfızasına za'f gelir.

                  Evet  bu  asırda  açık-saçıklık  yüzünden,  hususan  bu
           memalik-i  harrede  o  sû'-i  nazardan  sû'-i  istimalât,  umumî  bir
           unutkanlık hastalığını
                  ------------------

           (Haşiye): Ve her biri "sad berk" olarak, yani herbir çiçekte yüz parça yaprak.
   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136