Page 844 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 844

teryalizme olan a priori ba¤l›l›¤›m›z nedeniyle, dünyaya materyalist bir aç›klama getiren araflt›rma yöntemlerini ve
                       kavramlar› kurguluyoruz. Materyalizm mutlak do¤ru oldu¤una göre de, ‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmesi-
                       ne izin veremeyiz.  174
                       Lewontin'in kulland›¤› "a priori" terimi oldukça önemlidir. Bu felsefi terim, hiçbir deneysel bilgiye dayan-
                  mayan bir ön varsay›m› ifade eder. Bir düflüncenin do¤rulu¤una dair bir bilgi yok iken, onu do¤ru varsayar

                  ve öyle kabul ederseniz, bu "a priori" bir düflüncedir. Evrimci Lewontin'in aç›k sözle ifade etti¤i gibi, materya-
                  lizm de evrimciler için "a priori" bir kabuldür ve bilimi bu kabule uydurmaya çal›flmaktad›rlar. Materyalizm
                  bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› kesin olarak reddetmeyi zorunlu k›ld›¤› için de, ellerindeki tek alternatif olan evrim
                  teorisine sar›lmaktad›rlar. Evrim bilimsel veriler taraf›ndan ne kadar yalanlan›rsa yalanlans›n fark etmez; söz

                  konusu bilim adamlar› onu bir kere "a priori do¤ru" olarak kabul etmifllerdir.
                       Bu önyarg›l› tutum, evrimcileri "bilinçsiz maddenin kendi kendini düzenledi¤ine inanmak"gibi bilime ve
                  akla ayk›r› bir inan›fla götürür. New York Üniversitesi kimya profesörü ve DNA uzman› Robert Shapiro, ev-
                  rimcilerin bu inan›fl›n› ve temelindeki materyalist dogmay› flöyle aç›klar:

                       Bizi basit kimyasallar›n var oldu¤u bir kar›fl›mdan, ilk etkin replikatöre (DNA veya RNA'ya) tafl›yacak bir evrim-
                       sel ilkeye ihtiyaç vard›r. Bu ilke "kimyasal evrim" ya da "maddenin kendini örgütlemesi" olarak adland›r›l›r, ama
                       hiçbir zaman detayl› bir biçimde tarif edilmemifl ya da varl›¤› gösterilememifltir. Böyle bir prensibin varl›¤›na, di-
                       yalektik materyalizme ba¤l›l›k u¤runa inan›l›r.     175
                       Tan›nm›fl biyolog Hubert Yockey, ayn› gerçe¤i flöyle aç›klar:

                       Diyalektik materyalizmin mutlak ve kapsaml› doktrinlerine olan inanç, yaflam›n kökeni senaryolar›nda çok
                       önemli bir rol oynamaktad›r... Yaflam›n bir flekilde oluflmufl olmas› gerekti¤i... bu konuda hiçbir kan›t olmamas›na,
                       hatta bunun kan›tlara ayk›r› olmas›na ra¤men savunulmaktad›r.       176
                       ‹flte dünya çap›ndaki evrimci propagandan›n temelinde bu materyalist dogma yatar. Bat›'n›n önde gelen

                  medya organlar›nda, ünlü ve "sayg›n" bilim dergilerinde sürekli karfl›laflt›¤›n›z evrim propagandas›, bu tür
                  ideolojik ve felsefi zorunluluklar›n bir sonucudur. Evrim, ideolojik aç›dan vazgeçilemez bulundu¤u için, bili-
                  min standartlar›n› belirleyen materyalist çevreler taraf›ndan tart›fl›lmaz bir tabu haline getirilmifltir.
                       Di¤er bilim adamlar› ise, kendi kariyerlerinin devam› için, bu zoraki teoriyi savunmak, ya da en az›n-
                  dan ayk›r› bir ses ç›karmamak durumundad›rlar. Bat›l› ülkelerdeki akademisyenler, "doçent", "profesör" gi-

                  bi ünvanlara ulaflmak ve bunlar› korumak için her y›l belirli bilim dergilerinde makale yay›nlatmak zorunda-
                  d›rlar. Biyoloji ile ilgilenen söz konusu dergilerin tümü de materyalist evrimcilerin kontrolündedir. Bu kifliler
                  evrim aleyhtar› bir yaz›n›n yay›nlanmas›na izin vermezler. Dolay›s›yla her biyolog, bu egemen inanca ba¤l›

                  kalarak çal›flma yapmak zorundad›r. Çünkü onlar da evrimi ideolojik bir gereklilik olarak gören, kurulu ma-
                  teryalist düzenin bir parças›d›rlar. Bu yüzden, kitap boyunca inceledi¤imiz tüm "imkans›z tesadüf"leri gözü
                  kapal› bir biçimde savunurlar.


                       Materyalist ‹tiraflar

                       Ünlü bir evrimci olan Alman biyolog Hoïmar Von Dithfurt'un yazd›¤› baz› sat›rlar, bu gözü kapal› mater-
                  yalist anlay›fl›n iyi bir ifadesidir. Dithfurt canl›l›¤›n son derece karmafl›k yap›s›na bir örnek verdikten sonra,

                  bunun rastlant›larla ortaya ç›k›p ç›kamayaca¤› sorusu karfl›s›nda flunlar› söyler:
                       Salt rastlant› sonucu ortaya ç›km›fl böyle bir uyum, gerçekten de mümkün müdür? Bu, bütün biyolojik evrimin en
                       temel sorusudur... Modern do¤a biliminden yana olan bir kimse, bu soruya "evet" yan›t›n› verme ötesinde bir se-
                       çene¤e sahip de¤ildir. Çünkü do¤a olaylar›n› anlafl›l›r yollardan aç›klamay› kendisine hedef k›lm›fl, bunlar›, do¤a-
                       üstü müdahalenin yard›m›na baflvurmadan do¤ruca do¤a yasalar›na dayanarak türetmeyi amaçlam›flt›r?                177

                       Dithfurt'un da belirtti¤i gibi, materyalist bilim anlay›fl›, hayat› "do¤aüstü müdahalenin" yani yarat›l›fl›n
                  varl›¤›n› reddederek aç›klamay› kendisine en temel prensip olarak belirlemifltir. Bu prensip bir kez benimsen-
                  dikten sonra, en imkans›z olas›l›klar bile kolayl›kla kabul edilebilir.
                       Bu dogmatik zihniyetin örneklerini hemen hemen her evrimci çal›flmada bulmak mümkündür. Evrimin

                  Türkiye'deki önde gelen savunucular›ndan Prof. Ali Demirsoy birçok örnekten biridir. Önceki sayfalarda da
                  belirtti¤imiz gibi, Demirsoy'a göre, yaflam için mutlaka var olmas› gereken temel proteinlerden Sitokrom-
                  C'nin tesadüfen oluflmas› ihtimali "bir maymunun daktiloda hiç yanl›fl yapmadan insanl›k tarihini yazma
                  olas›l›¤› kadar azd›r."   178




                842 Yarat›l›fl Atlas›
   839   840   841   842   843   844   845   846   847   848   849