Page 17 - 6a kitap
P. 17
çalıştım. Kısa bir süre sonra yanıma birinin oturduğunu
hissettim. Hemşiredir diye düşünüp gözlerimi açmadım.
Yanımdaki bu el başımı okşadı, üzerimi örttü.
Vücudumdaki bu yoğun acıya rağmen huzurla
dolmuştum. Hoşuma gitmişti. Merakla gözlerimi açtım.
Karşımda kanlı canlı duran, masmavi gözlü sapsarı saçlı
bir Atatürk vardı.
Çok sevinmiştim çünkü hayatımdaki tek
idolümle göz gözeydim. Bana bakıp sımsıcak
gülümsüyordu. Bense neredeyse mutluluktan
ağlayacaktım. Sonra bana o güzel sesiyle benim için
endişelendiğini, özellikle çocukların canı yandığında çok
üzüldüğünü söyledi. Ben de daha fazla üzülmesini
istemediğim için “Artık canım yanmıyor! ’’dedim.
Gerçekten de onu yanı başımda görünce bütün ağrılarım
dinmişti.
Yanımdan kalkıp hemşirenin yanına giderek
durumumu sordu. Hemşire de şu an durumumun iyi
olduğunu ama dinlenmem gerektiğini söyledi. Atatürk
yanıma geldi:
— Eğer yürüyebileceksen seni benim
misafirhaneme götüreyim çocuk?
Ben de yürüyebileceğimi söyledim. Atatürk bana
kalkmam için yardım etti ve onun yardımıyla ayağa
kalktım. Birlikte şifahaneden çıkıp Atatürk’ün
konakladığı yere doğru ilerledik. Yarım saat sonra bir
yerde durmuştuk. Atatürk misafirhanenin kapısını çaldı
ve kapıyı bir yardımcı açtı. Atatürk bana kalacağım odayı
~ 14 ~