Page 48 - Tuğba Zengin
P. 48
eğildim. Fakat bu boşluk küçücüktü. Eren benden küçük olmasına
rağmen o bile geçmekte zorlanabilirdi. Yine de ona deliği gösterdim.
İlk başta çok sevindi, ama benim giremeyeceğimi anlayınca da
hevesi kursağında kaldı.
İkimizin de bu küçücük boşluktan içeri nasıl girebileceğini
düşünmeye başladık. Önce ben ona göre daha iri olduğum için ben
içeri girmeyi denedim. Ama bir türlü olmadı. Sonra defalarca girmek
için çeşitli yollar denedik. Hatta bir ara montlarımızı bile çıkarıp
boşluktan geçmeye çalıştık. Bu kez zor da olsa geçmeyi
başarmıştım, fakat çorabım yırtılmış ve ayağım da birçok yer
hafifçe kanamaya başlamıştı. Eren ise beni dışarıda bekliyordu. Daha
fazla vakit kaybetmek istemedim ve onun boşluktan içeri girmesine
yardım ettim.
Nihayet ikimiz de sahaya girmeyi başarmıştık. O an çok mutlu
olduğumuzu hatırlıyorum. İlk önce kar topu oynamaya başladık, o
sırada ayağımdaki acıyı unutmuştum. Sonra yere uzanıp ellerimizi
ve bacaklarımızı açarak “kardan melek” yapmaya karar verdik. Ben
yere uzanmıştım ki bacaklarımın çok kötü yandığını fark ettim. Kısa
bir süre sonra acıya dayanamayıp hemen kalktım. Eren ise hâlâ
yatmaya devam ediyordu. Ben de onu izliyordum. Bir süre sonra o
da ayağa kalktı. Sonra birlikte kar topu savaşı yaptık ve karlarla
bolca oyun oynadık. Bu anlar çok eğlenceliydi. Ama kardan adam
yapmak aklımıza bile gelmemişti. Yaklaşık yarım saat eğlendikten
sonra annelerimiz merak etmesin diye eve dönmeye karar verdik.
Ben çok keyifli olduğum için ayağımdaki sızıyı unutmuştum, zaten
kanaması da durmuştu. Ancak oradan tekrar çıkmak için geçerken
biraz daha çizildi ve tekrar kanamaya başladı.
48