Page 49 - Tuğba Zengin
P. 49
Hızlıca eve gittik. Benim her yerim çizik içindeydi. Annem bu
halimi görünce hiç şaşırmadı. Çünkü ben ve Eren bir araya gelince
böyle küçük yaramazlıklar yapıyoruz. Neyse ki annem yedek
kıyafetleri getirmiş ve ben de hemen onları giydim. Çok üşüdüğüm
için bir yorganın altına giriverdim. Eren'de karlara yattığı için benim
gibi ıslanmıştı. O da üstünü değiştirmek için teyzesiyle beraber
bebek odasına girdi. Ama sonra bir bağırış duydum. Bu ses bebek
odasından geliyordu. Çok merak etmiştim, hemen “Ne oldu?” diye
bakmaya yanlarına gittim. Meğer Eren'in annesi onun için yanında
yedek kıyafet getirmemiş, bu yüzden annemle Gül abla söyleniyordu.
Eren de yazık, olan biteni sessizce izliyordu. Ben kendi
kıyafetlerimden ödünç verme teklifinde bulunmak için ağzımı
açtığım anda bana kızdılar.
“Sen büyüklerin işine karışma!” Dediler. Benim ne suçum vardı
ki… Sadece masum bir teklifte bulunacaktım, ona yardım etmek
istemiştim. Ben de mecburen odadan dışarı çıktım. Ama içeriden
kahkahalar ve gülüşmeler geliyordu. Ben Eren’in yere düştüğünü
filan düşünüyordum. Neler olduğunu çok merak ediyordum. Daha
fazla bekleyemeyip içeri girdim. Bir de ne göreyim? Eren’e mecburen
teyzesinin kıyafetini giydirmişler, çünkü kendi kıyafetleri
sırılsıklamdı ve kuru bir şeyler giymezse hasta olabilirdi. Bu haliyle
çok komik görünüyordu, gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Sonra biraz ısınması için ona bir yorgan verdim.
Ben biraz dinlenmek için karşı koltuğa uzandım ve başımı
yastığa koydum. Tam bu sırada bilin ne oldu? Babam telefonla
annemi aradı. Bizi almaya geldiğini, kapının tam önünde olduğunu
söyledi. Yorganın altından hızlıca çıktım ve montumu giymeye
koyuldum. Annem de aynı anda hazırlanmıştı. Birlikte dışarı çıktık.
49