Page 36 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 36
Kocamemet’in bakkalından genellikle pil, el fe- lerine şekeri doldurur çıkardı. Bunları beraberce
neri, jilet, kibrit, lüks gömleği, gaz lambası camı yerdik. O kendisine silgi ve kalem gibi şeyler de
ve fitil almak için ilkokul yıllarımda bakkala genel- alırdı. Bazen şeker, lokum ve bisküvi de alır aldık-
likle ben gönderilirdim. Ablalarım akşama doğru larından bize de ikram ederdi. Bu yıllarda bakkalı
islenen gaz lambasının camını külle yıkarken kı- olan bir ailenin çocuğu ile arkadaş olmak önemli
rarlardı. Hemen beni koşarak cam almaya gönde- bir şanstı. Bakkal çocuklarına imrenilirdi. Çünkü
rirlerdi. Bazen fitil kısalır, fitil almaya gönderirler- onlar bakkaldan lokum, şeker ve bisküvi yiyebi-
di. “Peşin Satan” ve “Veresiye Satan” esnafı temsil lirlerdi.
eden resimleri ilk bu bakkalda görmüştüm. Tam
masanın üzerine hâkim konumda dükkânın iki
köşesine asılmışlardı. Her bakkala gidişimde bu
resimlere uzun uzun bakardım. En çok veresiye
satan esnafı resmeden resimdeki adamın düşün-
celi tavrı dikkatimi çekerdi.
Bir Köy Bakkalı / Fotoğraf: Ömer Şanlı
Almanyalı Memed’in bakkalı yukarıda da söyledi-
ğim gibi köy meydanında en merkezi yerdeydi.
Bu yüzden en işlek bakkal onunki idi. Aynı za-
manda aydınlıktı ve vitrin camı büyük olduğu için
1980’li yıllarda özellikle bakkallarda peşin satmayı içerisi gözükürdü. Önünden geçerken içerideki
özendirmek için kullanılmış ünlü resim bisküvi, lokum ve şeker kutuları gözükürdü. Lo-
kum ve bisküvinin kokusu mis kokusu gibi etrafa
yayılırdı. Diğer üç bakkal hırdavat, plastik, kılıf ve
Resim aslında müşteriye “veresiye teklif etme”
kumaş gibi şeyler satarken onda ağırlıklı olarak
mesajı veriyordu. Bazı bakkallarda bu resmin al-
gıda ürünleri satılırdı. Bazen çocuklara bisküvi
tında ise ahilik geleneğinin bir yansıması, aslında
ikram ettiği de olurdu. Okuldan dönen öğrenci-
bir tür ahilik duası olan aşağıdaki sözlerin yazılı
leri güreştirir ödül olarak bisküvi verdiği olurdu.
olduğu poster asılı olurdu.
Almanyalı o zaman köyün zenginlerindendi. Ağ-
“Payidar olsun cihanda şanlı büyük milletimiz, zındaki altın dişi konuşurken gözükürdü ve hep
Helalinden nasip olsun kazancımız, kısmetimiz. dikkatimi çekerdi.
Veresiye hoş şey değil, yoktur buna niyetimiz,
Müşterimiz, hiç şüphesiz bizim velinimetimiz.
Müşterilerimiz velinimet, yarınımız yârimiz.
Ziyadesi zarar verir kanaattir karımız.”
Fazlıhasan’ın Bakkalı, okulumuza yakın mahalle-
nin arasındaydı. Diğer bakkallar gibi sürekli açık
olmazdı. Çünkü Fazlıhasan, aynı zamanda çiftçi-
likle de uğraşır ve diğer köy ve kasabalarla ticaret
yapardı. Bu yüzden onun bakkalında daha çok,
kılıf, ip, urgan, lastik ayakkabı, plastik leğen, yular,
çivi (mıh) gibi üretimle ilgili ürünler olurdu. Bak-
kal açık olduğu zaman aynı sınıfta beraber oku-
duğumuz oğlu Fazlı ile teneffüste bakkala gider-
Çevirmeli
dik. Fazlı, babasının yoğunluğundan faydalanır,
Telefon
sessizce bakkala girer ve babası görmeden cep-
34