Page 100 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 100
kari’de Bir Mevsim), oradan sıradan bir bireye, piyasa
koşullarının belirlediği bireye doğru evirilen (Öğretmen
ve Öğretmen Zeynep) bir karaktere bürünmüştür.
Geçmişin Mağduriyetlerini Anlatmak ve Gün Yüzüne
Çıkarmak İçin: Sürgün
Yıllarca halk arasında dolaşan, sonra romanlarda işlenen
bu tarih mitleri 1990’lı yıllarda sinemaya (Beyaz Sine-
ma) konu olur. 1990’lı yıllar, İslamcı ve muhafazakâr
çevreler için Hidayet Romanlarından Hidayet Sinema-
sına geçiş dönemidir.
Sürgün filminde neden sürüldüğü bile belli değildir.
Sürgünün nedeni başroldeki öğretmenin mülayim, din-
dar görümüyle vurgulanmaktadır. Kararnamesini alan
öğretmenin eşyalarını almak için girdiği öğretmenler
odasında diğer öğretmenler sınıfların kalabalığından,
öğrencilerin yaramazlığından, maaşların düşüklüğün-
den, futbol maçlarından, spor toto tahminlerinden bah-
setmektedir. Öğretmenler sürgün olayına duyarsızdır.
Öğretmeni okul bahçesinden öğrenciler uğurlar.
İstanbul’da uzak bir Anadolu köyüne (Çatak köyü) sür-
gün giden öğretmen, köye ulaşmak için uzun süre yürür.
Çoğunluğu kitaplardan oluşan eşyasını katırcı İsmo’nun
katırına yüklerler ve beraber uzun bir yolculuk yaparlar.
Dinlendikleri yerde katırcı İsmo bir bahçeden iki elma Ertesi gün Katırcı İsmail kahveye gelir ve köye öğretmen
koparır birini ısırır diğerini öğretmene uzatır. Ancak öğ- geldiği müjdesini verir. Gazi Süleyman Çavuş umursa-
retmen “Bu bahçe senin mi İsmail Efendi?” diye sorar. maz bir tavırla “eh hoş geldi safa geldi” der ve kahraman-
İsmail Efendi de elmayı yemez. (Elma hikâyesine gön- lıklarını anlatmaya devam eder. Katırcı İsmail “emme
derme yapılmaktadır.) Beraberce öğretmenin yolluğu- bu öğretmen başka” deyince Gazi “öğretmenin başkası
nu yerler. Öğretmen orada namaz kılar. mı olur len” der. Katırcı İsmail üstüne basa basa “başka,
başka” der.
Öğretmen daha köye girer girmez muhtarla (ağadır
aynı zamanda) tarla sorunu olan ve bu sorundan dolayı Gazi sabah erkenden okulun kapısına hazır olur kendini
sürekli içen köyün sarhoşu Ali Osman’la karşılaşır. Ka- tanıtır. Muhtarın evinde memur takımı kahvaltı etmek-
zadan gelen amir- memur muhtarın evinde içkili âlem tedir.
yapmaktadır. “Muhtar İsmet ağa civar köylerde namlı Ağanın olduğu yerde mutlaka bir de molla/şeyh, şıh
bir ağadır. Çünkü kanunların kurdudur. İş bitiricidir, vardır. Burada da bir molla var. Muhtar Ali Osman’la
kaymakamın ve baş efendinin bir numaralı adamıdır.” yaşadığı sorunu çözmesi için ondan yardım ister. Çünkü
ancak onun lafını dinler. Ancak Molla Dede bunu kabul
Bir numaralı olmanın sırrı ise: “Amir-memur kısmını
yola getiren yeygidir. Yedirecen ki bir numaralı adamı etmez, çünkü muhtarın haksız olduğunu düşünür.
olacaksın.” Okulu temizlemeye koyulan öğretmene en büyük des-
teği Gazi Süleyman Çavuş verir. Köyün çocuklarını
Genelde bu tür filmlerde mutlaka bir Gazi karakteri toplayıp okulu bir güzel temizler ve badana yaparlar. Fe-
vardır. Etraflarına topladıkları köylülere asker kıyafetleri dakâr öğretmen tipi.
içinde savaş anılarını anlatırlar. Genelde ağa ile öğret-
men çatışmasında öğretmeni desteklerler. Ama muhtara göre “mektebe bakmak devletin işidir.”
98 2022/2