Page 98 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 98

Hakkari’de Bir Mevsim  (1983), Ferit Edgü’nün O ro-  Okula, öğretmene direnen ağa-muhtar yoktur. Ancak
             manından uyarlanmış bir filmdir.  Senaryosunun Onat   muhtar öğretmenden eğitim-öğretim adına fazla bir şey
             Kutlar’ın yazdığı filmin yönetmeni Erden Kıral’dır. Sür-  istemez. “Biraz hesap, biraz kitap yeter de artar bile.”
             gün bir öğretmenin, Hakkari’nin kuş uçmaz kervan geç-
             mez, yüksek karlı dağların arasında kaybolmuş köyün-  Öğretmen Kemal’de olduğu gibi bu filmde de eşkıya öğ-
             deki bir dönemini anlatır.                   retmene yakınlık hisseden, öğretmeni onun farkında ol-
                                                          madan koruyan biridir. Ondan etkilenir. Zaman zaman
             Film karlı, tipili bir kış günü öğretmenin yürüyerek köye   öğretmeni ziyaret eden eşkıya geleneksel yöntemlerle
             gelişiyle başlar. Fırtına, kurt ve köpek seslerinin birbiri-  onun iyileşmesini sağlar. Hayata bakışı ve yaşam felse-
             ne karıştığı karla örtülü dağların arasında sıkışmış bir   fesi öğretmene benzemektedir. Aralarındaki diyalogdan
             köydür. Öğretmenin sadece bir sırt çantası ve bavulu   Halit’in konuşmasından birkaç cümle:
             vardır.
                                                          Eşkıya: “Yabancıları severim. Çünkü ben de bir yabancı-
             Filmde diyalog son derece azdır. Varlıklar, bakışlar ve   yım.”
             görüntüler konuşturulur adeta. Kamera insanların ba-
             kışlarına odaklanmıştır. Öğretmen (Genco Erkal) hep   Öğretmen: “Peki nerde yaşarsın? “
             düşünceli. Şaşırmışlık hali yüzüne yansımış, karamsar-  Eşkıya: “Her yerde”, kâh Yüksekova, kâh bura, kah zindan
             dır.                                         kah oralar…
             Muhtar: Kalıcısın?                           “Hem buralıyım hem yabancıyım. Burada da konuğum
                                                          orda da.”
             Öğretmen: Kalıcıyım.
                                                          Öğretmen: Orası neresi?
             Muhtar: Sahi.
             Öğretmen: Sahi.                              Orası… Diyelim ki Oramar’dır.
             Suskun, meraklı ve hayret eder ve biraz ürkek gözlerle   Bu cümleler öğretmenin “Deniz değil dağ, ölüm değil ha-
             etrafa bakan öğretmen içinde bulunduğu durumu an-  yat, hayır hem deniz hem dağ hem ölüm hem hayat, yaz-
             lamak ister gibidir. Genç kızlar çokta görmeye alışık   mak” sözlerine benzemektedir.
             olmadıkları bu yabancıya kapı aralığından bakıp bakıp   Hakkari’de Bir Mevsim’de çocukların okula gitmesini
             gülüşmektedirler.
                                                          engelleyen bir durum veya kişi yoktur. Çocuklar okula
             Evet, öğretmen sürgün edilmiştir. Sürgün edildiğini   gelir ancak eğitim araç ve gereçleri yoktur. İlk derste öğ-
             akşam  yalnız  kalınca  kendi  kendine  konuşmalarından   retmen çocuklara;
             anlıyoruz. Öğretmen Pirkanis’e neden ve nasıl geldiğini
             sorgulamaya girer ve sonrasında durumunu kabullenir.   “Kaleminizi, defterinizi çıkarın çocuklar” der. Ancak öğ-
                                                          rencilerin  çıkaracakları defter ve kalemleri  yoktur ve
             - Niçin geldim buraya?                       öylece sessizce öğretmene bakarlar. Öğretmenin “Def-
                                                          teriniz, kaleminiz yok mu?” sorucunun cevabı sessizce
             - Nasıl geldim buraya?
                                                          öğretmene bakmaktır.
             - Sürgün müyüm? Kimin sürgünü. Başkaları mı sürdü beni   Burada da öğretmen, Öğretmen Kemal gibi fedakâr-
             buraya.
                                                          dır. Kasabaya kışlık erzak almak için giden öğretmen
             Sonunda “Nerden geldiğini, niçin geldiğini hiçbir işine ya-  öğrencilere aldığı kitap, defter, kalem ve silgiyi dağıtır.
             ramayacağını bildiğini hatırlamayan, hatırlamak isteme-  Öğrencilere bildikleri Türkçe kelimeleri yazmasını ister.
             yen ben ola ki bugün burada kendini ararken başkalarını   Yazdıkları kelimeler kendi hayatlarında yaşadıkları olay
             bulacağım. Niçin olmasın?”                   ve olgularla ilgili kelimelerdir. Yağ, Dağ, Tezek, Yoğurt,
                                                          Ölüm, Kar, Toklu gibi.
             Klasik Türk romanlarındaki gibi köyü adam etme, mo-
             dernleştirme, geleneksel değerlerle mücadele etme   Aslında öğretmen fakirliği, yokluğu da fazla sorun et-
             yoktur. Böyle bir idealle hareket etmez. Öğretmen ağa   memektedir. Buradan bir sorumlu da aramamaktadır.
             kılıklı muhtarla çatışmaya girmez, din adamı-Şıh motifi   “Soğuk yeryüzü Cenneti”nin köylüleri yazgılarını kabul-
             yoktur.                                      lenmiş, içinde bulundukları zor koşullardan şikâyet et-

         96            2022/2
   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103