Page 18 - 09153309_okumakulturu_kulturveedebiyatbulteni
P. 18

KÖKLERİN İZİNDE: AHİLİK KÜLTÜRÜ / VESSELAM GAZETESİ ÖZEL SAYI  3            AHİLİK KÜLTÜRÜ







                                Bacıyan-ı Rum Teşkilatı ve Anadolu’da Bıraktığı İzler



        Kayseri’de  kurulan  Bacıyân-ı  Rum’un,  Moğol  istilasının  Savaş  döneminde,  savaşa  katılan  askerlerin  yerine
        ardından Anadolu’nun pek çok yerine dağıldığı kayıtlarda yer  kadınların geçmesi ile kadınlar ekonomik yaşamda daha
        alır. Böylece gittikleri her bölge ve beldede sanatlarını devam  çok görülmeye başlamıştır. Artık sanayide de kadınlar
        ettiren  Bacılar  hem  üretim  faaliyetleriyle  ekonomik  hayata  işçi  olarak  çalışmaya  başlamışlardır.  Özellikle  bu
        katılımlarını  devam  ettirmişler,  hem  de  bulundukları  durum, II. Meşrutiyet Dönemi’nde daha da barizdir. Bu
        mahallerdeki  kadınlara  bu  sanatları  öğretmeleri  onların  dönemde,  kadın  çalışanların  daha  fazla  yer  almaya
        iktisadi hayata katkı sağlar hale gelmelerini sağlamışlardır.    başlamaları,  onların  iş  hayatlarına  atılmaları,  onları
                                                                cesaretlendirerek kendi işyerlerini açmaları ve ticarete
        Bu kadınlara yeni iş sahaları oluşturmanın yanı sıra, girişimci  atılmaları  konusunda  heveslendirmiştir.  Terzilik,
        kadınların önünü açan bir misyon üstlenmişlerdir. Bu görev  aşçılık,  dizgicilik,  fotoğrafçılık  konusunda  kendi
        aynı zamanda, halı ve kilim dokumacılığı başta olmak üzere  işyerlerini  açmaya  başlayan  kadınlar,  bazen  tek
        Anadolu  Selçuklu  dönemine  ait  el  sanatlarının  günümüze  başlarına  bazen  birlikte  kadınların  girişimcilik
        kadar  geliştirilerek  ulaştırılmasına  da  önemli  bir  katkı  faaliyetlerine öncülük etmişlerdir.
        sağlamıştır.
                                                                BACIYÂN-I RÛM’UN EKONOMİK MİSYONU
        Ahilerin  uç  bölgelere  göç  ettikten  sonra,  Bacıların  da  bu
        bölgelerde   yoğun   faaliyetlerde   bulunduklarına   dair  Ahilerin Kayseri ve Konya’da ağırlıklı olarak dericilikle
        kaynaklarda  pek  çok  örneğe  rastlamaktayız.  Örneğin,  uğraşmaları, Fatma Bacı öncülüğünde sanat icra etmek
        Ankara’da Türkmenlerin meskûn olduğu “Bacı” adlı bir kazâ  üzere  bir  araya  gelen  kadınlar  için  önemli  bir  vesile
        (şimdiki Polatlı), kaynaklarda geçen bu kazâya bağlı Fatma  olmuştur. Deri atölyelerinde deriler debbağlanırken yan
        Bacı  Karyesi  ve  Bacı  Ocağı,  Bacıyân-ı  Rûm  teşkilatının  ürün olarak ortaya çıkan yünlerin değerlendirilmesi ve
        bakiyesi olarak gösterilir.                             işlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Böylece Türkmen kız
                                                                ve kadınları örgücülük ve dokumacılık yaparak hem bir
        Selçuklu   Devleti’nin   1330   tarihinde   Ankara’daki  sanat icra etmişler, hem de ekonomik bir gelir kaynağına
        hâkimiyetini kaybettiğini, Osmanlılar’ın bu şehri fetih tarihi  kavuşmuşlardır.
        olan  1361’e  kadar  Ankara’da  Ahilerin  hükmettiğini, şehrin
        asayişini  sağladıklarını,  belediye  hizmetlerini  yerine  Kaynaklarda   geçen   Kayseri’deki   Debbağlar
        getirdiklerini hem de ticaret yaptıklarını dikkate alırsak, bu ve  Mahallesi’nin  hemen  yanında  Külahdûzlar  yani
        benzeri    örneklere   fazlasıyla   rastlayabileceğimizi  Örgücüler Mahallesi’nin bulunması tesadüf değildir. Bu
        söyleyebiliriz.                                         demektir ki, Debbağlar Mahallesinde  işlenen  derilerin
                                                                yünleri Örgücüler Mahallesi’nde intikal ettirilmekte ve
        Yine  aynı  dönemde,  Bacıyan-ı  Rum  Teşkilatı;  kimsesiz,  burada  Bacılar  tarafından  işlenmekteydi.  Bu  ikili
        zorda kalan, yetim genç kızları himayesine alarak onlara hem  örgütlenme modeli kısa bir süre içinde Anadolu’nun en
        meslek sanatı hem de dinî ilim vererek, yeri geldiğinde onları  ücra  köşelerine  kadar,  diğer  iktisadî  faaliyetleri  de
        evlendirerek  ayrıca  bakıma  muhtaç  yaşlı  kadınlara  kapsayacak  şekilde  yayılmış,  böylece  Anadolu’da,
        günümüzdeki  devletin  yaptıkları  bakım  evine  benzer  tarihinde görülmemiş bir kalkınma ve gelişme hamlesi
        yapıların görevlerini üstlenmişlerdir.                  başlamıştır.

        Osmanlı  Devleti  Tanzimat  Dönemi  ile  kadınlar,  eğitim  Ekonomik  kalkınma,  XIII.  yüzyılın  ilk  çeyreğinden
        imkânlarını  daha  fazla  aramış  böylece  kadınlar  toplumda  sonra  Moğol  istilasıyla  gerilemiştir.  Bu  dönemde
        daha  görünür  hâle  gelmiş  ve  kamunun  birçok  alanında  Moğollara  karşı  örgütlenerek  silahlı  mücadeleye
        çalışma  şansına  sahip  olmuşlardır.  Kadınlar;  öğretmenlik,  başlayan  Ahiler  ve  onların  yan  kolu  olan  Bacılar
        ebelik, gardiyanlık, telefon memureliği, postane memureliği,  teşkilatının  malları ve işyerleri talan edilip, büyük bir
        maliye  memureliği  gibi  alanlarda  çalışma  imkânı  kısmı da Moğollarca katledilmiştir.
        bulmuşlardır.





                                                                                                       SAYFA 18


                                                   Karşıyaka Hacı Fatma Bodur Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Tarih Bülteni
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23