Page 37 - ebaskı
P. 37

Bundan bir kaç ay önce, şehrimiz-  eden, bir müze niteliğindeki Şirket   kale kapısı gibi diye!
        de yıkılıp daha büyüğünün yapılma-  Han’ı sizlere dilim döndüğünce ha-     Han’ın içine girince bir sanat ese-
        sı kararlaştırılan yaklaşık yetmiş yıllık   tırlatmak istiyorum:        ri titizliğiyle döşenmiş taşlarla bezeli
        bir caminin yıkılmaması, eğer daha    Şirket Han 1922 yılında şehrin ileri   geniş bir avlu ve ortasında buz gibi
        büyük bir camiye ihtiyaç varsa farklı   gelen aileleri, Gaffarağaların  Yahya   suların doldurduğu bir havuz karşı-
        bir yerde yenisinin yapılmasının ge-  Bey, Yakıncıların Emin Efendi ve Fırat   lardı sizi. Bu havuzu dolduran meş-
        rektiğini, bu caminin tarihe tanıklık   ailesinin katkılarıyla yapılmış, devri-  hur Şirket Han Çeşmesi birer birer
        ettiğini anlatan yazılar yazmıştım ga-  nin en estetik binalarından biriydi.   yok edilen çeşmelerimizin en son
        zetemde...                          İddia ediyorum, yıkılmasa idi, bugü-  yok edilenidir. Şirket Han’ın tuvalet-
          Yazının yayınlanmasından sonra    nün de en estetik ve en iddialı turistik   lerini dahi görmenizi isterdim. Bu-
        karşılaştığım bir hemşerim bana şun-  merkezlerinden biri olurdu.       günkü tuvalet anlayışından farklı bir
        ları söyledi;                         Şirket Han’ın iki büyük girişi vardı;   dizaynı olan tuvaletlerin ahşap kapı-
          “Ağabey, sen de her şeye karşı çı-  biri Kışla Caddesi tarafından, diğeri   ları bile birer sanat eseri niteliğindey-
        kıyorsun. Bırak, camimizi yenilesin-  Akpınar  tarafından  ve bu  iki girişin   di.
        ler. Hem sen daha önce Şirket Han’ın   de iki mükemmel kapısı… Bu kapılar   Modernleşme adına, şehrin ile-
        yıkılmasına da karşı çıkmıştın, oysa   Topkapı Sarayı’nın kapılarını andıran,   ri gelenlerinin ve Şirket Han’ın sa-
        bak, şimdi ne güzel yirmi üç katlı   saray kapısı veya kale kapısı gibi de-  kinlerinin güle oynaya, davul zurna
        modern bir bina diktiler. Galiba sen   vasa büyüklükte idi. Kapının ek yer-  çalarak yıktırdıkları, geçmişimizin bu
        modernleşmeye karşısın.”            leri  metal plakalarla perçinli ve  en   en önemli ve müze niteliğindeki ese-
          Cevap veremedim. Çünkü kar-       az üç metre boyunda, harika ahşap   rinin yerine ne yapıldı merak ediyor
        şımda modernliğin beton olduğunu    eserlerdi. Ayrıca bu heybetli kapıla-  musunuz?
        sanan biri vardı ve onu ikna etmem   rın sağ köşesinde, bir insanın rahat   Malatya İl Özel İdaresi tarafından,
        mümkün değildi. Üstelik bu kişi yal-  geçeceği, yavru kapı denen kapılar   hiç bir bedii zevki olmayan, hiç bir
        nız da değildi. Modernliği betonda   mevcuttu. Bu devasa kapılar akşam-  estetik kaygı taşımayan, işlevsellikten
        arayan bir güruh vardı karşımda...  ları, gece bekçisi tarafından kapatılır,   uzak, kazulet gibi bir iş merkezi ya-
          Tarih bilinci gelişmemiş Malatya’lı   sabah erkenden açılırdı.        pıldı. O kadar işlevsiz bir bina yapıldı
        yöneticiler, Şirket Han’ı yıkmanın ne   Bir han sakini anlatmıştı:      ki, iş merkezi bir türlü doldurulamadı
        kadar büyük bir yanlış olduğunu geç   Hamido olayları sırasında Han’ın   ve bir süre sonra tinercilerin mekânı
        de olsa anlamışlardır, diye düşünü-  içindeki insanlar korkudan ne ya-  haline gelen bu bina tekrar satışa çı-
        yorum. Tarihi bir güzelliği yıkıp yerine   pacaklarını şaşırmışlar, çünkü gözü   karılarak Malatya’nın silüetini bozan,
        estetikten uzak bir garabet dikmek   dönmüş bir güruh yaka yıka Kışla   devasa bir iş merkezi haline getirildi.
        ne tür bir aklın ürünü idi, bilemiyo-  Caddesi’nden aşağı geliyor, sıra bir   Hülasa, her şehrin ruhu olmayabi-
        rum. Bu yöneticiler, dedelerinin iş   süre sonra Han’a gelecek. Bekçiye iki   lir, ancak yaşadığımız şehre ruh ka-
        yerleri hakkında soru soran çocukları   kapıyı da kapatmasını söyleyip içe-  zandırmak bizlerin görevidir.
        ve torunlarına ne cevap verecekler,   ride beklemeye başlamışlar, güruh    Çünkü yaşadığımız şehir bize, biz
        merak ediyorum.                     kapıya dayanmış ama nafile! Kapıları   ona bakacağız her gün.
          Malatya’nın bir dönemine tanıklık   geçip içeri girememişler. Dedim ya,



             Nazım Hikmet’in dediği gibi; “iki şey vardır ancak,


             ölümle unutulur: anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü.”





                                                                                         1940-Şirket Han’ın Belediye
                                                                                              Tarafından Görünümü

























                                                  SerMimar TEMMUZ 2019                                         35
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42