Page 57 - My FlipBook
P. 57

plânlar kuracak tenha köĢelere çekilmen?... Patladım doğrusu.. Eğer herif beni
             kulüpten tanı-masaydı basıp geçecektim önünüzden.
             SALĠH — KonuĢtuklarımızı duydun mu?
             SEMRA — Hiçbir Ģeyin farkında değilim, merak etme! (TatlılaĢır) Sorsam söyler
             misin?
             SALĠH — Söylemem! (Madmazel Fofo'ya) Ver Ģu likörü de içsin deli kız!
             (Madmazel Fofo yürüyüp likörü Semra'ya verir. Semra bir dikiĢte çeker)
             SALĠH — (Gözleri Semra'nın hareketlerinde) Demek gündüz bu iĢ, gece de kumar,
             ha? Gündüz tanımadığın erkeklere sarıl, gece de tanımadığın kartlara.. Ne âlâ!
             SEMRA — (Gözlerini faltaĢı gibi açan sahte bir öfkeyle) Beğenmedin mi yoksa?...
             Sen benim Ġstanbul'un en yüksek sosyetesine girip çıktığımı bilmiyor musun? En
             büyük kulüplerde âza değil miyim ben? Arada bir Madmazel Fofo'nun gündüzleri
             169
             bir odasını kirahyoruz diye kıymetten mi düĢüyoruz? Sen her gece onun bütün
             evini kiralıyorsun ya!
             SALĠH — (Güler) Doğru! Doğru söze ne denir?
             SEMRA — (Daima öfkeli) Amma sen, baĢka bir maksatla bitirimcilik yapmak için
             kiralıyor-muĢsun, bana ne? Hem ben senin batakhanenin en iyi müĢterilerinden
             değil miyim? Gündüz kazan akĢam Parmaksız Salih'e toka et! Sonra da onun
             tenkitlerini dinle! ġimdi ağlarım ha! (Sesi değiĢir) Ben de senden bu gece için
             bir parça kredi açmanı bekliyordum. Bugün biraz yolsuzum.
             SALĠH — Ha, Ģöyle yola gel! Kumarbazlar; bütün çakalları, enayileri,
             acıbademleri, nanemol-lalariyle Ģimdi hep birden düĢerler. Ġstersen kal, onları
             bekle! Bir ellilik oynayabilirsin benden.
             SEMRA — (Gözleri hayranlıkla Salih'de) Bana bak, Haddehaneli! Hani Ģöyle böyle
             elli beĢine geliyorsun amma, her halinle erkeksin vesselam.... Benim yaĢımda bir
             kız sana âĢık olsa hiç ĢaĢmam.
             SALĠH — Ellilikten bir kuruĢ ileriye paso!
             SEMRA — (Yine öfkeli) Vay; bunu, vereceğin uğursuz ellilik için mi söyledim
             sandın? Tuh, senin gibi çakal geçinen enayilerin suratına! Siz, bütün erkekler,
             efendisi, külhanbeyi, kadından ne anlarsınız? (Madmazel Fofo'ya) Gel benim Mad-
             mazelim, odaya geçelim de hem ben hazırlanayım, hem de seninle kumarbazlar
             gelinceye kadar bir pasyans açalım... (Madmazel Fofo'nun koluna girip onu sol
             yandaki açık kapıya doğru çekerken Salih'e) Bak, ben bir gün senden nasıl
             intikam alacağım!... Sen artık moruk sayılırsın, geç! ġu, oğlun, 22 senedir
             görmediğin, kaybettiğin oğ-
             170
             lun bir elime geçse de onu baĢtan çıkarsam.. Her
             halde senin gençliğine benzer.
             (Salih bu sözlere karĢı kaskatı kesilir. Semra ve Madmazel Fofo, kol kola,
             karĢılıklı kırıtarak yürürler. Salih dehĢetler içinde...)
             SEMRA — (Yürürken Madmazel Fofo'ya) Madmazelciğim.. Beni, herkesle böyle argo
             konuĢan bir serseri zannetme sakın! Ben her muhitin diline uymayı bilirim. En
             yüksek sosyetelerde konuĢmamı bir dinleseniz... Değil mi efendim?
             (Semra ve Madmazel Fofo sol yandaki açık kapıdan girip kaybolurlar. Kapı tekrar
             kapanır. Salih hep o vaziyette.. Birdenbire tam 10'u gösteren saattan, su
             Ģırıltısı gibi, boğuk boğuk seslerle bir eski zaman havası gelir. Salih masaya
             çöker, elinde nargilenin mar-pucu, gayet hassas ve dalgın, bu havayı dinler.
             Camlı kapı açılır: Sülün Ahmet, ġanjör Ġsmail.. Salih o tarafa bakmaz: Sülün
             Ahmet, dalgın duran Salih'e merakla yaklaĢır.)
             SÜLÜN AHMET — Merhaba patron! Bu akĢam erken baĢlıyoruz!
             SALĠH — (Nargilesini fokurdatarak) Ġyi!
             SÜLÜN AHMET — ġanjör Ġsmail'le hemen geldik. MüĢteriler yolda.... Hasta Kumarbaz
             da geliyor. Yanında, galiba çok yüklü bir adam...
             SALĠH — Ġyi, iyi!
             SÜLÜN AHMET — Ne o, patron? Pek dalgınsın bu akĢam... Bir düĢündüğün mü var?
             SALĠH — (Kendi kendine söyler gibi) 22 senedir yüzünü görme, 17 senedir ara,
             izine rasgelme;
             171
             ne olacak bu iĢin sonu?
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62